otohaber_logo
Haberler
Onlara Engel Olmayın!
Doğuştan veya daha sonra çeşitli sebeplerden ötürü bedensel ya da zihinsel özrü olan engelliler, sonu gelmeyen traf ik sorunlarından, hem sürücü hem de yaya olarak normalden fazla etkileniyor.
Onlara Engel Olmayın!

Genel olarak fizyolojik, psikolojik, nörolojik ve fiziksel engelli olarak üç gruba ayrılan engelli vatandaşlarımızın, sosyal yaşamda birçok zorlukla karşılaştığı su götürmez bir gerçek. Bu zorlukların nedeniyse genelde insanlardan ya da doğal çevreden kaynaklanan sorunlardır. Ancak tüm bunlar bir yana, özellikle yaşamını büyük şehirlerde devam ettiren engelliler, en büyük sıkıntıyı trafikte yaşıyor. Genelde dikkatsizlik ve hoşgörü eksiliğinden oluşan bu sıkıntıların başını ise park sorunu çekiyor. Araç sahibi olan engelliler, otomobillerini bırakabilecekleri yer bulmakta oldukça zorluk çekiyor.

Ülkemizde büyük alışveriş merkezleri ya da çeşitli kurum ve işletmelerin otoparklarında engelliler için ayrılmış az da olsa alanlar bulunsa da, dikkatsiz veya umursamaz 'Engelsiz sürücüler', uyarıcı tabela ve işaretler olmasına rağmen bu alanlara araçlarını park etmekte bir sakınca görmüyor. Üstelik engelliler için ayrılan bu alanların, bina girişine en yakın noktalar olması da, alışveriş torbalarını taşımaya üşenen tembel sürücüleri cezbediyor. "Niçin engelli yerine park ettiniz" sorusuna da genellikle 'farketmedik' cevabı veriliyor.

Diğer yandan, genelde sokakların dar olması, engellilerin ikamet ettikleri bölgelerde de sorun yaşamasına ve zaman zaman otomobillerini evlerinden yüzlerce metre uzağa park etmelerine sebep olabiliyor. Bu da belirli yerlerde engelliler için tahsis edilmiş alanların yapılmasını zorunlu kılıyor. Her türlü olumsuzluğa rağmen engellilere az da olsa yardımcı olunuyor. Örneğin İstanbul'daki park alanlarını işleten İspark, engelli vatandaşlardan 3 saate kadar ücret almıyor. Engelli sürücüler, otoparklar dışında trafik esnasında da birçok tehlikeyle karşı karşıya kalıyor.

Engelliler, yaya olarak ise genelde çevre planlanmasından ve çeşitli trafik donanımlarının yetersizliğinden şikayet ediyor. Örneğin yüksek kaldırımlar, tekerlekli sandalye ya da koltuk değneği kullananları oldukça zorluyor. Buralara çıkmakta oldukça zorlanan engelliler, kaldırımların daha alçak yapılmasını ve başlangıç kısımlarına rampalar eklenmesini istiyor. Rampalar konusunda bir diğer sorun ise üst geçitlerde yaşanıyor. Üst geçitlerin çok azında bulunan rampalar, yer yer normalden daha dik yapılmış olduğundan, tekerlekli sandalye kullananları yoruyor. Görme engelliler içinse yollara şeritler döşemek gerekiyor. Bastonlarıyla bu şeritleri takip eden görme engelliler, yönlerini daha rahat bulabiliyor. Yine bazı trafik ışıklarında bulunan sesli komut cihazlarının, olası bir kazanın önüne geçmek adına, daha da yaygınlaştırılması gerekiyor.

Diğer yandan belediyeler de bu konuyla ilgili geç de olsa çalışmalara başladılar. Örneğin metro ve metrobüs gibi toplu taşıma araçlarına ulaşımı kolaylaştırmak için hemen her durağa engelli asansörleri yerleştiriyor. Otobüslerde ise durum kötü ve genelde engelliler için büyük sorun yaşanıyor. Bazı otobüslerde engelliler için özel aparatlar olmasına rağmen sürücülerin duraklarda durmaması da büyük problem. Ülkemizde bulunan yaklaşık sekiz milyon engelli vatandaşımızın sadece bir kısmı çalışıyor. Onların da seyahat edip çalışabilmeleri engellilerin topluma ve iş hayatına katılmalarını sağlayacakken, üretim aşamasında da ülkeye katma değer sağlamalarının yolu açılabilir.

Engelli araçlarına takılan aparatlar, normal otomobillerde ayakla yapılan, fren, gaz ve debriyaj işlemlerinin el ile yapılmasını sağlıyor. Bu araçları almak isteyen engellilerin öncelikle bir proje çizdirmesi ve bunu tasdik ettirip maliyeye bildirmeleri gerekiyor. Bu işlemler sayesinde engelliler, otomobillerini ÖTV ödemeden satın alabiliyor.

Yeni getirilen bir uygulamaya göre engelli sürücülere araçlarının plakalarında bulunan amblem yerine, engellilerin belirtildiği bir belge verilecek.Bu yöntem,her ne kadar pratik görünse de, sürücüler şimdiden ikiye ayrılmış durumda. Bazı engelliler bu belge sayesinde damgalı otomobil olmaktan kurtulacaklarını düşünürken, diğer kısım da plakadaki ambleme rağmen sorun yaşadıklarını ve engelli oldukları belli olmassa sorunlarının daha da artacağını savunuyor.

Otoparklar dışında engellilerin ikamet ettikleri cadde ve sokaklarda da park yeri bulması zor. Yürüme engeli olan birinin otomobilini evinin 100 metre uzağına park etmek zorunda kaldığı düşünüldüğünde, bu ciddi bir sorun oluşturuyor.

Otoparklarda engelliler için ayrılan bölümlerin ihlâlini engellemek adına bu alanların önüne zincirler çekip, dubalar koyuluyor. Engelli bir vatandaş, aracını bu bölüme park etmek için, öncelikle duba ve zincirleri çekmek zorunda kalıyor. Bu da, zaten günlük yaşamda oldukça zorlanan engellileri fazladan yormuş oluyor.

Kendisi de bir engelli olan Türkiye Ortopedik Özürlüler Federasyonu Eğitim Hiz. Sor. Başk. Yard.Hüsamettin Soydan, engellilerin trafikteki hassasiyeti ile ilgili, zaten bir engele sahip olduklarını ve başkalarını da kendilerine benzetmemek adına, trafik kurallarına herkesten fazla uymak için gösterdiklerini söyledi. Soydan ayrıca, çoğu zaman bu sebepten ötürü yoğun korna sesine, selektör uyarılarına maruz kaldıklarına da dikkat çekti.

Yazı: Yunus Emre Kabaoğlu

Diğer Haberler

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.