Fonksiyonelliğe ihtiyaç duyanların SUV’la sarılmadığı yıllarda MPV’ler öncelikli tercihti. Giderek azalan bu sınıfın temsilcileri arasında olmaya devam eden BMW 2 Active Tourer yeni nesliyle test konuğumuz.
BMW 2 Serisi Active Tourer 2014 yılında UKL2 platformuyla yollara çıktığında markanın ilk önden çekişli otomobili olarak tarihe geçmişti. Şimdi aynı platformun geliştirilmiş hali üstünden yükselen ikinci nesil yollarda. Selefine göre 30 mm daha uzun, 8 mm daha yüksek, 24 mm daha geniş, ön ve arka iz açıklıkları 22 mm daha fazla olan ikinci nesil 2 Serisi Active Tourer, bir önceki nesille aynı dingil mesafesine sahip.
Bir SUV kadar heybetli olma kaygısı bulunmayan, daha şehirli bir görünüme sahip olan yeni 2 Serisi Active Tourer, yine de selefine çok daha güçlü ve iddialı bir tasarıma sahip.
Öncelikle BMW’nin yeni nesil tasarım anlayışının önemli bir öğesi olan iri böbrek panjur tasarımının 2 Serisi Active Tourer’a da entegre edildiğini görüyoruz. Dik konumlandırılan ön ızgara güçlü bir duruş sağlarken, bir SUV gibi yere paralel olmayan, daha eğimli ön motor kaputu MPV’lere özgü tasarım detaylarından. Bu tercih ile birlikte sürücünün özellikle şehir içerisinde aracın önünü daha iyi görmesi de sağlanmış. Test aracımız M Sport paketiyle geldiği için karoseri üstündeki M Sport’a özel tampon detayları ve 15 mm daha alçak olan süspansiyon sistemiyle daha dinamik görünüyor. Bu donanım paketiyle gelen daha büyük hava girişine sahip ön tamponlarla da sportif dokunuşlar arttırılmış.
Otomobilin profiline geçtiğimizde arkaya doğru yükselen ve otomobile sportif bir silüet kazandıran omuz çizgisini fark ediyoruz. Geniş cam yüzeylerden vazgeçilmemiş olması aydınlık kabin ve başarılı görüş açıları konularının eksik bırakılmadığını gösteriyor. Kapı kollarının otomobilin gövdesine gömülmüş tasarımı BMW’nin yeniden ön plana çıkarttığı tasarım öğelerinden. Arkasına geçtiğimizde çift parçalı ince stop tasarımının kazandırdığı şıklığı fark ediyoruz. Arka tamponun çıkıntılı yapısı da farklı hissettiriyor.
Çıkıntılı tampon tasarımına rağmen 218i Active Tourer’ın alçak yükleme eşiği sayesinde bagajın kullanımı çok rahat. Kızaklı arka koltuklar, bagaj alanıyla yaşam alanı arasında esneklik sunuyor. 40:20:40 oranında katlanabilen arka koltuklarla 415 litrelik bagaj kapasitesi 1405 litreye ulaşabiliyor.
Otomobilin yaşam alanını keşfetmeye önce arka koltuklardan başlıyoruz. Baş ve diz mesafesinin çok cömert ve koltukların konforlu olduğunu görüyoruz. M Sport donanımla gelen spor ön koltuklar sert yapılarına rağmen vücut destekleri ve deri döşemesiyle iyi hissettiriyor. Kabinin sade ve şık yapısı gözü yormazken ferah ve ergonomik tasarlandığını söyleyebiliriz. Kavisli bir panel üstüne yerleştirilen 10,25 inçlik gösterge grubu ve 10,7 inçlik multimedya ekranı rahat takip edilip fonksiyonelliği de arttırıyor.
Fiyat listesinde her ikisi de 3 silindirli 1,5 litrelik, 218i benzinli ve 220i hafif hibrit benzinli motor seçenekleri bulunan Active Tourer’ın hafif hibrit seçeneğiyle yola çıktık. Hızlı ve pürüzsüz çalışmasıyla beğenimizi kazanan, çift kavramalı 7 ileri vitesli otomatik şanzımanu bulunan 150 HP benzinli motor ve 19 HP güç ve 55 Nm’lik tork sağlayan elektrikli motorla kombine edilen 220i Active Tourer’ın sistem gücü 170 HP, maksimum tork ise 280 Nm olarak açıklanıyor. 48V’luk hafif hibrit sistemli otomobilde, alt devirlerden itibaren canlı bir sürüş karakteri elde edilirken ortalama tüketimin de ekonomik seviyede kalması sağlanmış. Fabrika verilerine göre 6,5 lt/100 km ile 5,9 lt/100 km arasında değişen ortalama tüketim verisi karşılığında test tüketimi ölçümünde 7,2 lt/100 km ortalama tüketim elde ettik. Hızlanma konusunda ise 8,1 saniye gibi iddialı olan 0-100 km/s fabrika verisi karşılığında 8,4 saniyelik test değeri elde ettik.
Sürüş özelliklerine baktığımızda bir MPV için oldukça dinamik hissettiren 220i Active Tourer’da BMW’nin sportif genleri işlenmiş. Direksiyon sistemi net tepkiler verirken sürücüye geri bildirimleri de başarılı. Test aracımız M Sport donamıyla geldiği için 15 mm daha alçak olan adaptif M Süspansiyon sisteminin dinamizmini de taşıyor. Ağırlık transferleri ve hızlı dönüşlerde otomobil çizgisini korurken dinamik yapısını da gösteriyor. M Paketin getirisi olan, spor süspansiyon, 19 inçlik jantlar ve ince yanaklı lastiklerle özellikle bozuk zemindeki konfor konusunda ise dezavantaj ortaya çıkıyor. Pürüzsüz asfalt üstünde ise bir konfor eksiği yaşatmıyor.
Sonuç olarak MPV sınıfının temsilcilerinin her ne kadar azalmış olsa da BMW de olduğu gibi örnekleri görünce otomobil dünyası için umut verici fikirlere kapılıyoruz. Keyifli sürüş özelliklerine sahip, konforlu ve dinamik bir MPV’nin de üretilebilmesinin mümkün olduğunu gösteren BMW’nin kendine özgü bir müşteri kitlesi oluşturması mümkün olacaktır.
Yazı: Koray Kodal