Otomobil üreticileri arasında en köklü tarihlerden birine sahip olan ve 200'üncü yıldönümünü kutlayan Peugeot, geride bıraktığı 2 asır sonrasında üçüncü yüzyılını yeni marka kimliğiyle karşılıyor. Yılların geçmesi kimini yaşlı gösterirken, marka geride kalan 200 yılı yepyeni ve çok genç bir yüzle kutluyor. Minik sınıftaki 107'den amiral gemisi 607'ye kadar hakim olan abartılı ızgaralı ve neredeyse A sütununa kadar uzanan farların oluşturduğu tipik Peugeot yüzü artık mazi oluyor. Paris'te tanıtılan SR1 konseptini benzerlerinden ayıran en önemli özellik, markasının bundan sonraki geleceğinin yansıtması ve böylesine radikal bir değişimi barındırması. Peugeot'nun şef tasarımcısı Jean-Pierre Ploué tarafından "estetik manifestomuz" olarak adlandırılan 3 kişilik roadster'da elbette seri üretim için abartılı sayılan pek çok tasarım detayı sunuluyor. Ancak kesin olan bir şey var ki, o da SR1 sonrasında tanıtılacak hiçbir Peugeot, yazının başında anlattığımız klişe tasarıma sahip olmayacak ve SR1'in açtığı yoldan
ilerleyecek. SR1'i özel kılan diğer bir özelliği de, zarif karoserinin altında barındırdığı motor teknolojisi. Önde yer alan 1.6 lt 218 HP'lik benzinli turboya eşlik eden arka akstaki 95 HP'lik elektrik motorunun oluşturduğu 313 HP'lik hibrid ünite aynı zamanda 2011'de yollara çıkacak olan 3008 Hybrid'e de temel oluşturuyor. Çift motorlu araç 4 tekerlekten çekişli olarak da kullanılabilirken, güçlü elektrik motoru sadece elektrikli yol almaya da olanak sağlıyor. Karma kullanımda 4.9 lt/100 km'lik ortalama tüketim değeri sunan araçta çıkarılabilir metal tavan kullanılıyor.