otohaber_logo
Haberler
Tarık Taşar-OYDER Başkanı
Otomotiv sektörünün son durumunu, yapılan ÖTV indirimlerini, yetkili satıcıların durumunu ve sektörün geleceğini Otomobil Yetkili Satıcıları Derneği Başkanı Tarık Taşar ile konuştuk.
Tarık Taşar-OYDER Başkanı

İlk ÖTV indiriminde satışlar patlamıştı. Ancak ağustos sonuçları da gösterdi ki ikinci ÖTV indiriminin ilki kadar katkısı olmadı. Siz ne düşünüyorsunuz hükümetin yaptığı ÖTV indirimleri ile ilgili?


Burada ana hadise psikolojik etkiyi yaratmak. İlk ÖTV indiriminde psikolojik etki yakalandı ve inanılmaz başarılı oldu. Ama o psikolojik etki kayboldu. Şu anda müşterinin gündeminde "ÖTV'de indirim var ve gidip aracımı alayım" düşüncesi yok. Bu tür şeyler kısa dönemlidir ve psikolojik etkiye bağlıdır. Bizim yarattığımız rüzgarla beyaz eşya, elektronik gibi ürünler de satış patlaması yaptı. İkinci ÖTV indiriminde bu psikolojik etki kayboldu.

Peki sizce indirim kararları verimli oldu mu
?

Bence çok verimli oldu. Öncelikle sektör için cansuyu oldu. İkincisi hükümet açısından da yastık altındaki parayı dışarı çıkardı. Biz ilk zamanlar satışlarımızın yüzde 90'ını nakit parayla yaptık.

Bu dönemde kredi kullanımı yerine nakitle araç satın alınmasını neye bağlıyorsunuz?

Çoğunluğun nakitle aldığını göz önüne alınca demek ki satılan araçların önemli bölümü perakende müşterisine gitti. Bu indirim, bu fiyatlarla, olmayan müşteriyi de yarattı. Bunun hükümete katkısı yalnızca yastık altı paranın ortayabu rüzgar ekonomik kriz algısını da değiştirdi.

Siz perakende sektörünün içindesiniz. Doğrudan showroomlarınızda müşteriyle iç içesiniz. Sizce krizden çıkış söz konusu mu?

Şimdi burada tabii kriz tümüyle bitti demek için henüz çok erken. İkiye de ayırmak lazım. Hem bizim sektör açısından hem de genel olarak. Ama bence krizin büyük bölümünü atlattık. Bence Türkiye'nin büyük bir şansı bankalarının kötü durumda olmaması. Krizden çıkışta faizlerin düşmesi gibi konular bir parça tüketimi de hareketlendirecektir. Bizim sektör özelinde baktığımızda, eylül sonunda ÖTV indirimi tümden kalktığı zaman yüzde 7-8 arasında fiyat artışı gelecek. Bu ay pazar zorlanıyor. Pazarı büyütmeyi herkes istiyor. Bu ay 50.000'ler civarında bir rakam çıkacak ama ekim ve kasımda ne olacak onu kestirmek zor.

Genel olarak kampanyalardan ötürü sektörün en yüksek satış adetlerini yakaladığı aylar kasım-aralık ayları olur. Gerçi 2008'de bu aylar dibe vuruş aylarıydı ama bu yıl ne bekliyorsunuz?


Bu sene ekim ayını görmek lazım. Ekim ayını gördükten sonra karar vermek lazım. Kişisel tahminim ekim ayında satışlar 20-25.000 aralığında bir rakam olacak. Böyle baktığımız zaman son 10 yılın en kötü rakamlarından biri olmuş olacak. Bütün bu indirimler bir taraftan ilerideki talebi de alıp götürmüş oldu. Aynı şey Avrupa için de geçerli. Hurda indirimi nedeniyle Almanya gibi ülkelerde satışların kriz ortamında olması gerekenin dışına
çıkmasına neden oldu.

Hurda indirimi gündemde. Hükümet ve sektör temsilcilerinin konuyu tartıştıklarını biliyoruz. Sizce nasıl bir indirim yapılmalı ya da indirim gerekli
mi?

Buna iki açıdan bakmak lazım. Daha önce yapıldığı gibi indirimle pazarı hareketlendirmekten ziyade iki tarafl ı bakmak faydalı olacaktır. Türkiye Kyoto protokolüne imza atarak taraf oldu. Biliyorsunuz halen sayısız, çok fazla eski araç yollarımızda. Bunların çevreye ve trafi ğe zararlarını düşününce hurda indirimi sayesinde bu araçlardan kurtulmak bir artı. Diğer taraftan bakınca pazardan kısa vadeli politika ile değil uzun vadeli bir politika ile hurda indirimini Türkiye'de gündeme getirmek lazım. Bu 1-2 yıl içinde bütün bu araçların temizlenmesi yerinde olur. Çünkü bizim pazarımız Avrupa'ya göre çok daha eski araçları çok rahat kullanıyor. Bunun da bir tek sebebi mevcut vergi sistemimizin eski araçları özendirmesidir.

Vergi sistemimiz araç eskidikçe vergisinin düşmesi yönünde. Üstelik çevreye de çok büyük katkısı yok. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz vergi
sistemimizi?


Türkiye'de otomotive uygulanan vergi Avrupa'nın üç katı. Şunu da düşünmek lazım hükümet bir sürü ekonomik sorunla uğraşıyor. Bunu tümüyle
bir anda AB seviyesine getirmeyi beklememek lazım. Düzeltilecek şeyler var tabii.

ODD Başkanı İbrahim Aybar, bir konuşmasında önümüzdeki dönemin servis ve satış sonrası hizmetlerin çok daha ön plana çıkacağı bir dönem olacağını söylemişti. Siz bu konuda OYDER üyeleri olarak ne düşünüyorsunuz?


Üreticiler, müşteri memnuniyeti için bayilerine para verme yöntemiyle bu işe başladı. Üretici, müşteri memnuniyeti tuttur sana şu kadar ek katkıda
bulunacağım gibi kriterler getirdi. Biz de açıkçası işe böyle başladık. İlk zamanlar bayiler, sadece o parayı almak adına bir takım hizmetler verdi. Ama biz de yaşadığımız rekabette öğrendik ki müşteri çok önemli bir değer. Şu anda da müşteri bizim işimiz. Müşteri markanın işi değil!

OYDER'de işler nasıl gidiyor? Yetkili satıcılarda durum nedir?

Yetkili satıcıların plazalarda büyümesi aslında 10 senelik bir maziye dayanıyor. Bence 10 yılda geldiğimiz nokta çok önemli. Tabii ki kriz gibi olağanüstü dönemlerde çeşitli iniş çıkışlar, konsantrasyon farklılıkları gibi sorunlar yaşadık ancak yine de gelinen nokta çok önemli. 1.100'ü aşkın tesis var Türkiye'de ve bunlara yaklaşık 4 milyar dolar yatırım yapılmış. 100.000'in üzerinde çalışana sahibiz ve bunların hepsi kayıtlıdır. Yetkili satıcıların tamamı kurumsallaşmıştır demiyorum ancak kurumsallaşma yolunda önemli adımlar, aşamalar geçirmiştir. Bir çok kente gidince o kentin en güzel yapısı otomotiv plazalarıdır. Bizler işimize heves katan duygu katan insanlarız. Belki ben bile bu yatırımların gerçekçiliğini göremiyorum. Ama işin içine duygu girince her şey değişiyor. Şunu tartışmak lazım. Bütün bu büyüklükteki plazalar doğru mu, verimli yatırımlar mı?

Önümüzdeki dönemde otomotiv sektöründe neler görüyorsunuz? Beklentileriniz neler?

Üreticiyle beraber düşündüğümüz zaman mevcut yapının değişmesi lazım. Yılda 100.000 satan üreticiyle yılda 2.000 adet satan üretici hemen
hemen aynı tesisi istiyor. Burada sıkıntı var. Showroom boyutlarının küçülmesi gerekiyor. Bu iş markanın ego, imaj gösterisi değil. Bu iş reel ticaret. 2.000 satıyorsa bu sayıya göre yapılanması olması lazım. Fiziksel boyutların küçülmesi gerekiyor.

Yazı: Sercan Çalbak

Diğer Haberler

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.