
Land Rover Discovery – Discovery Sport

Land Rover Discovery – Discovery Sport sınıfının klasikleri arasında sayılıyor: Devasa boyutlar, sağlamlık, köşeli hatlar ve her türlü nakliye görevine uygun. Böylesi bir isim karşısında Discovery Sport'un şansı acaba ne kadar fazla?.
İki otomobilin satış fiyatları arasındaki fark 50.000 Euro'yu aşıyorsa aslında tercih yapmak da kolaylaşır. Land Rover Discovery yerine Discovery Sport'u tercih etmek, başka bir deyişle "küçüğü büyüğe" tercih etmek beraberinde taviz vermeyi de gerektirir mi? Yoksa tam tersine, daha sivil boyutlara sahip olan Discovery Sport zaaf yaşatmak bir yana, sürücüsüne avantajlar mı sunuyor?
Land Rover Discovery – Discovery Sport

Nereden baktığımıza bağlı.
Örneğin, Discvery Sport'un merdiven tipi şasi ve arazi şanzımanı gibi "ağır" özelliklerinin olmamasının sağladığu hafiflik, asfalt üzerinde çok daha çevik ve keyifli bir sürüşü de beraberinde getiriyor. Asfalt dışına çıktığımızdaysa "ağır abi" Discovery, abartılı denebilecek yükseklikteki tırmanma kabiliyetiyle öne çıkıyor. Ama durun bir dakika. Discovery'nin sahip olduğu arazi potansiyelini kim, kaç kere ve nerede kullanıyor ki? Üstelik Discovery Sport'un sınıfı için ortalamaların çok üstündeki arazi yeteneği de gözden kaçırılmamalı.
Land Rover Discovery – Discovery Sport

İki Land Rover'ın ortak noktaları arasında hem yolcular hem de yükler için iyi birer nakliye aracı olmaları geliyor. Disco Sport'un yer tasarrufu sağlayan çok kollu arka aksı sayesinde, aralarındaki boyut farkına rağmen küçük Land Rover'da da neredeyse aynı bagaj hacmi sunuluyor. Bagaj zemininde gizlenebilen üçüncü koltuk sırası da iki kardeşin bir başka ortak noktası. Arka koltukları tamamı katlandığında Discovery'nin 2,6 metreküp seviyesine yaklaşan bagaj hacmi Discovery Sport'tan 860 litre daha fazla. Büyük Discovery aynı zamanda 3,5 ton ile 1 ton fazla çekme kapasitesi sunuyor.
Daha küçük bir kütleyle hareket halinde olanlar sadece daha atak sürüş özellikleriyle ödüllendirilmiyor, ayrıca daha seyrek aralıklarla yakıt ikmali yapıyorlar: Ingenium Ailesi'nin bir ferdi olan 2,0 lt'lik dizel 100 km'de 8,1 litre yakıtla yetiniyor.
Land Rover Discovery – Discovery Sport

712 kg daha ağır olan Discovery ise çift basamaklı bir değere imza atıyor: 10,3 lt/100 km.
Discovery Sport'u yaz lastikleriyle de sipariş etmek mümkün
Land Rover cephesi için önemli bir yenilik Discovery Sport ile hayata geçirilmiş durumda. Otomobili tıpkı Range Rover Evoque'ta da olduğu gibi dört mevsim lastikler yerine, yaz lastikleri ve daha büyük fren diskleriyle sipariş etmek de mümkün. Bu tercih otomobilin arazi yeteneğinde belirgin bir olumsuzluk ortaya çıkartmazken, fren mesafesini ciddi anlamda kısaltıyor: 100 km/s hızda yaklaşık 35 metrelik fren mesafesi başarılı. Dört mevsim lastiklerle donatılmış olan Discovery aynı hızda durmak için neredeyse 4 metre fazla mesafeye ihtiyaç duyuyor. Otomobillerin sunduğu güvenlik donanımları da Discovery Sport'un daha modern otomobil olduğunu belli ediyor.
Land Rover Discovery – Discovery Sport

Örnek vermek gerekirse otonom fren sistemi, kamera destekli trafik işareti tanıma sistemi ve lazer teknolojili Head-up Display gösterge Discovery Sport'un güvenlik kalkanları arasında yer alıyor. Bunun dışında günü yakalayan bilgi-eğlence sistemi (InControl) de, kapsamlı bağlanabilirlik özellikleri, hızlı hesaplama kapasitesi ve berrak grafikleriyle beğeni topluyor. Büyük kardeş Discovery'nin bilgi ekranı 7 inçlik boyutuyla küçük Land Rover'dakinden 1 inç daha küçük ve heybetli kokpitin içinde kayboluyor. Bununla birlikte araçtaki multimedya sisteminin menüleri de demode kalıyor.
Büyük Discovery, sıra sürüş konforuna geldiğinde bazılarının tahmininin aksine Discovery Sport'a bariz bir üstünlük sağlayamıyor. Heybetli orta konsol, kabin içindeki kullanılabilir genişliği kısıtlıyor ve havalı süspansiyon sistemi her ne kadar taşınan yükün ve çekilen römorkun hakkından rahatlıkla gelse de, Discovery Sport'un opsiyonel adaptif amortisörlerinin tepki hızını yakalayamıyor.
Yazı: Martin Urbanke - Eray Özgür
Land Rover Discovery – Discovery Sport

Kazanan: küçük
SONUÇ:Discovery ve Discovery Sport arasında ortak noktalar çok. İkisi de büyük, ikisi de 7 kişilik, ikisi de araziye uygun ve çekme kapasiteleri yüksek. Ancak küçük Discovery hem daha modern hem de daha az paraya daha fazlasını sunan otomobil.
Jeep Cherokee – Renegade

Jeep kadar uzun bir SUV geleneğine sahip ikinci bir marka yok. Aykırı tasarımlı Cherokee ve geçmişe selam çakan kübik Renegade'in buluşmasında aynı konunun birbirinden farklı iki yorumu da bir araya gelmiş oluyor.
Jeep, Wagoneer ile arazi araçlarını konforla tanıştırdığında takvimler 1963 yılını gösteryordu. Servo destekli direksiyon ve otomatik şanzıman o zamana kadar dört tekerlekten çekişli rustik arazi araçlarında tabuydu. 1966 yılında yollara çıkan Grand Wagoneer, bunların üstüne yükseklik ayarlı direksiyon simidi ve klima da eklemişti.
Jeep Cherokee – Renegade

Jeep o zamandan beri hem zorlu arazi maceralarına hem de lüks ve konfor beklentilerine karşılık verecek otomobiller üretiyor. Karşı karşıya getirdiğimiz iki Jeep'ten Renegade, dört tekerlekten çekiş, diferansiyel kilidi ve arazi takviyesi gibi sıkı özelliklerle donatılmış Trailhawk versiyonu. Dünyanın en zorlu arazi parkurlarından biri olan Rubicon Trail'i aşmış olan Renegade Trailhawk, bu özelliğini karoserindeki "Trailrated" plaketleriyle gururla sergiliyor. 170 HP gücündeki 2,0 lt'lik Multijet dizel motor, çalışma sesiyle araç içindeki yolcuların varlığını hissetmesini sağlıyor. 350 Nm'lik maksimum torksa motorun küçük Jeep'e akıcı bir sürüş kazandırmasını sağlıyor. Yüksek hızlardaki rüzgar gürültüsü otomobilin kübik yapısının sonuçları arasında yer alıyor. Süspansiyon sisteminde sert helezon ve amortisörlerin tercih edilmesi asfalt üzerindeki sürüş dengesine yönelik bir tercih ancak otomobilin kısa dingil mesafesi de eklenince sekmesine neden oluyor.
Jeep Cherokee – Renegade

Asfalt dışına çıkıldığındaysa Renegade'in şovu başlıyor. Sevimli Jeep, yolun bittiği yerde keyif veriyor ve sınıfındaki rakiplerinin belki de tamamının ancak hayal edebileceği bir arazi yeteneği sunuyor.
Test tüketimleri de ispat ediyor: Modern SUV'lar tutumlu da olabiliyor
Renegade'in 7,6 lt/100 km'lik ortalama test tüketimi aracın köşeli karoseri ve sıkı 4x4 sistemi dikkate alındığında makul. Ancak Renegade'in ağabeyi Cherokee'nin bu konuda söyleyecek bir sözü daha var: 200 HP gücündeki 2,2 lt'lik yeni dizel motorun imza attığı 7,2 lt/100 km'lik ortalama test tüketimi 2 tonluk bir SUV için çok iddialı. Performans değerlerindeki marjinal farkların günlük kullanımda bir önem yok. Ancak sürüş karakterlerindeki farklar tam tersine büyük. Cherokee hem süspansiyon hem de gürültü konforunda küçük kardeşinden belirgin biçimde iyi. Ayrıca hem ön hem de arka koltuklardaki konfor seviyesi de daha yüksek.
Jeep Cherokee – Renegade

Cherokee ve Renegade virajları fetheden tipte otomobiller değil ve zaten böyle bir istekleri de yok. Ancak aradaki farkları göz ardı etmemek gerekiyor. Küçük Jeep, yönlendirme taleplerine daha canlı ve akıcı tepkiler verirken bu durumun başlıca nedeni otomobilin Cherokee'den 312 kg daha hafif olmasında gizli. Cherokee'de Limited donanımında standart olarak sunulan sensör kontrollü otomatik 4x4 sistemi, ön akstaki bir transfer şanzımanıyla ön aksa gereğinden fazla güç geldiğinde güç fazlasını arka aksa iletiyor. Kademesiz güç dağılımı elektrohidrolik bir kavramayla sağlanıyor. Cherokee'yi arazi şartlarında daha da yetenekli bir hale getirmek isteyenler için arazi şanzımanı, ek bir arka diferansiyel kilidi ve arttırılmış zeminden yükseklik sunan Trailhawk versiyonu da mevcut.
Yazı: Elmar Siepen - Eray Özgür
Jeep Cherokee – Renegade

Kazanan: BÜYÜK
Sonuç:Renegade, Trailhawk versiyonunda arazi yeteneği ve dayanıklılık gibi klasik marka özelliklerini sunuyor. Daha büyük ve konforlu olan Jeep Cherokee, daha güçlü ve ağır olmasına rağmen düşük yakıt tüketimiyle de dikkat çekiyor ve günlük kullanımda sürücüye daha iyi eşlik ediyor.
Mercedes GLE – GLC

Mercedes GLE ve GLC neredeyse aynı yüz ifadelerini sunsa da karakterleri çok farklı. GLK'nın yerini alan yeni orta sınıf SUV'u GLC, olgunluk çağını yaşayan büyük kardeş GLE karşısında.
Mercedes'in yeni model stratejisinin bazı yan etkileri de yok değil. Otomobillerin yüz ifadeleri birbirine o kadar çok benzemeye başladı ki, artık hangi modelle karşı karşıya olduğumuzu anlamak için neredeyse ikinci kez bakmamız gerekiyor. Örneğin yeni E Serisi'nde hem C hem de S Serisi'nden yoğun izler görmek mümkün. Benzer bir durum markanın bazı SUV'ları için de geçerli. M Serisi'nin GLE'ye ve GLK'nın da GLC'ye dönüşümü sonrasında ortaya çıkan sonuçların yüzleri sizce de birbirine çok benzemiyor mu? Elbette otomobillerin boyutları arasında çok belirgin farklar var. Bir yanda orta sınıfa ait olan GLC öte yanda da bir üst sınıfı yansıtan GLE... GLE boyut avantajlarını hem ön hem de arka koltuklarda yolcuların birbiriyle olan mesafesini GLC'den daha fazla korumak için kullanıyor.
Mercedes GLE – GLC

Eşyalar da GLE'de kendilerine daha fazla yer buluyor. 690 ile 2010 litre arasında değişen bagaj hacmi küçük taşınmalar için bile yeterli. GLC de 550 ile 1600 litre arasında değişen ve aynı zamanda da kullanışlı bir yapısı olan bagaj hacmiylebeklentileri karşılıyor. GLC'de bagajla ilgili pürüz arka koltuklar katlandığında düz bir zemin oluşmaması.Mercedes'in iki SUV'u da çevreye hakim olmayı kolaylaştıran sürüş pozisyonlarıyla etkileyici. GLE'de sürücü daha yüksekte oturarak arazi aracı hissini daha yoğun biçimde verirken, GLC'nin nispeten alçak sürüş pozisyonu sürücünün araca entegre olmasını ve daha fazla binek otomobil hissi almasını sağlıyor.
Mercedes GLE – GLC

500 Nm'lik maksimum tork iki SUV'da da güçlü çekiş sağlıyor
GLE ve GLC, 250 d versiyonları, çift turboyla beslenen 2,1 lt'lik 4 silindirli dizel motora, 9 ileri vitesli otomatik şanzımana ve 4x4 sistemine sahip. Bu birliktelik başarılı bir güç aktarımıyla ilgili soruları daha oluşmadan ortadan kaldırıyor. 500 Nm ile çok güçlü bir çekişe sahip olan motor, çalışma sesiyle türünü açıkça belli ediyor. Motorun özellikle soğukken çıkarttığı ses özellikle GLE'nin lüks endamına pek de yakışmıyor. Motorun akustik konforu eleştiriye açık olabilir ama sunduğu güç her iki tarafta da fazlasıyla yeterli. 204 HP elbette daha hafif olan GLC'de daha etkileyici bir performans sergiliyor. GLC 250 d, 7,9 saniyelik 0-100 km/s hızlanmasıyla ağabeyini 0,7 saniye geride bırakırken, daha küçük olan ön kesit alanı ve daha aerodinamik yapısı sayesnde 222 km/s'lik maksimum hızı da bir adım önde. 2,1 lt'lik dizel ünite her iki otomobilde de yakıt ekonomisiyle öne çıkıyor: GLC 250 d 7,2 lt/100 km ve GLE 250 d 8,7 lt/100 km.
Mercedes GLE – GLC

Eğer iki otomobil arasında konfor değerlendirmesi yapılacaksa, genelde büyük olanın daha avantajlı olduğu düşünülür. Ancak bu kez durum farklı. Süspansiyon sistemi çok dengeli bir yaylanma sağlayan ve gürültü yalıtımı da çok başarılı olan GLC, ağabeyi GLE'den daha fazla sürüş konforu sunuyor. GLE'de hızlı girilen virajlar belirgin gövde salınımlarıyla karşılık bulurken, GLC huzurlu yapısını korumayı başarıyor. GLE'nin daha hassas çalışan direksiyon sistemi de otomobilin daha çevik bir yol tutuş karakteri sunmasında pay sahibi. Bu arada önemli bir hatırlatma: Her iki otomobil de opsiyon listesindeki adaptif amortisörlü havalı süspansiyonlarla donatılmıştı.İşçilik, kalite hissi, sürüş asistanları ve multimedya sistemleri söz konusu olduğunda iki otomobil de birbirine çok yakın, yüksek bir seviyeyi yakalıyor.
Yazı: Jürgen Voigt - Eray Özgür
Mercedes GLE – GLC

Kazanan: KÜÇÜK
Sonuç:Gösteriş ve heybeti ön planda tutanlar GLE'ye yönelmeli. Geriye kalan herkes için doğru tercih daha modern, daha çevik ve konforlu olan GLC. Otomobillerin Türkiye fiyatlarına bakıldığında baz versiyonlar arasında yaklaşık 140.000 TL fark olduğu görülüyor. Kısaca: Her yol GLC'ye çıkıyor.
Nissan X-Trail – Qashqai

Nissan X-Trail ve Qashqai aynı platformun ürünleri olsalar da çok farklı iki karakteri temsil ediyor. Çok yönlü crossoverlar'dan hangisi daha iyi bir seçenek?
Nissan kompakt SUV/Crossover sınıfında ustalığını birinci nesil Qashqai ile ilan etmiş bir üretici. Belki de bugün etrafımızın bu kadar çok kompakt crossover'la çevrili olmasının en büyük nedeni olan Qashqai, ikinci neslinde de bir numaranın başarısını sürdürüyor. Birinci nesilde 7 kişilik +2 versiyonuna da sahip olan Qashqai güncel nesildeyse bu görevi bir SUV'dan crossover'a devşirilen X-Trail'e devretti. Nissan'ın kompakt crossoverlar'ı ilk bakışta birbirine çok yakın otomobil gibi görünse de aralarında belirleyici farklar da var. Bunları keşfetmek için aile içi bir düello şart.
Nissan X-Trail – Qashqai

İşe iç mekandan başlayalım. Her iki Nissan'da da sürücü ve öndeki yolcu için, birbirine yakın seviyede, geniş bir yaşam alanı sunuluyor. X-Trail daha yüksek olmasının avantajını fazladan baş mesafesi olarak sunuyor. Otomobillerin detaylarındaki farklar arka koltuklarla birlikte daha belirgin hale geliyor.
Qashqai, kompakt sınıfta hatchbackler'in crossover alternatifi olarak mutlak genişlikte bir arka koltuk sunmaya odaklanmıyor. Bu yüzden de arka koltuklardaki yaşam alanı kompakt hatchbackler'den hallice. Aynı şekilde hacmi 430 ile 1585 litre arasında değişem bagaj da X-Trail'le doğrudan bir karşılaştırma yapıldığında mütevazı kalıyor. Qashqai'nin büyük kardeşi, uzun dingil mesafesi ve yüksek tavanı sayesinde arka koltuklarında oturanlara lüks sınıfı aratmayan genişlikte bir yaşam alanı sunabiliyor. Benzer bir durum otomobilin bagaj hacmi için de geçerli. 1982 litrelik bagaj hacmi BMW X5 (1870 litre), VW Touareg (1642 litre) veya yeni XC90 (1886 Liter) gibi devleri de aşıyor. Bununla birlikte otomobilin büyük arka kısmı üçüncü koltuk sırasının yerleştirilebilmesine de olanak tanıyor.
Nissan X-Trail – Qashqai

Qashqai daha fazla performans sunarken daha az yakıt tüketiyor
Qashqai'nin bilançosuna bakıldığında artı hanesinde daha çevik yol tutuşu dikkat çekiyor. Akslara binen daha az ağırlıkla virajları çevik bir karakterle geride bırakan otomobilin aksine daha konforlu olan X-Trail ise ağırkanlı sürüş özelliklerine sahip. Benzer bir durum motor için de geçerli. 1.6 DIG-T kısaltmalı direkt enjeksiyonlu turbo benzinkli motor büyük Nissan'da arka planda kalıyor. 163 HP ve 240 Nm ise Qashqai'ye canlılık katıyor. Beşinci veya altıncı viteste yapılan spontan sollama manevraları Qashqai'de stressiz bir biçimde gerçekleşiyor ve otomobilin daha hafif olması yakıt tüketimine de olumlu etki ediyor. Qashqai'nin 7,6 lt/100 km'lik ortalama tüketim değeri X-Trail'den 0,6 litre daha az.
Yazı: Michael Godde - Eray Özgür
Nissan X-Trail – Qashqai

Kazanan: BÜYÜK
Sonuç:X-Trail makul bir fark karşılığında daha fazla otomobil sunuyor. İki kardeş arasında donanım ve kalite açısından fark yokken belirleyici olan konu sunulan yaşam alanı. Üçüncü koltuk sırasıyla başlı başına fark yaratan X-Trail'in diz ve baş mesafesi de çok başarılı bir seviyede. Qashqai'nin en büyük avantajı motor çeşitliliği.
Honda CR-V – HR-V

Yeni Honda HR-V, ağabeyinin seviyesine çıkmak için çok efor harcamak zorunda. Zira CR-V, boşu boşuna dünyanın en çok satılan SUV'larından biri değil.
Yeni Honda HR-V şehirli SUV'lar arasında kendine has ışığı olan bir model olarak dikkat çekiyor. Ve sınıfındaki bazı modellerin aksine değişken iç mekan özelliklerini geri plana atmadan da tarz sunmayı biliyor. HRV'nin şehir kalabalığına kesinlikle uygun olan boyutlarına karşın otomobilin yolcularına geniş bir kabin sunabilmesi alkışı hak ediyor. 443 ile 1473 litre arasında değişen bagaj hacmi otomobilin sınıfı için çok başarılı ve günlük hayatın gerektirdiği görevlerin pek çoğunu yerine getirmek için yeterli. Ancak, bu konuda 30 santimetreyi aşan bir uzunluk ve 5 santimetreden fazla genişlik avantajına sahip olan kompakt CR-V, söz konusu kabin genişliği olunca söyleyecek daha fazla söze sahip. Aynı şekilde 589 ile 1669 litre arasında değişen bagaj hacminde de ibre belirgin bir biçimde büyükten yana.HR-V, CR-V'nin boyut avantajını akıllıca düşünülmüş değişkenlik özellikleriyle ekarte ediyor. Otomobilin pratik kabininin en önemli noktası kuşku yok ki, Magic Seats (sihirli koltuklar) adı verilen arka koltukları oluyor. Sinema koltuklarında da olduğu gibi oturma bölümleri yukarı doğru katlanabilen arka koltuklar sayesinde orta boy bisikletleri, büyük bir saksıdaki bitkiyi veya bir televizyonu pratik bir biçimde taşımak mümkün oluyor.
Honda CR-V – HR-V

Büyük CR-V'de bu tür sihirler yok ama arka koltukların bagaj içinden bir kol yardımıyla katlanabilmesi ve düz bir yükleme zemini elde edilebilmesi otomobilin artıları arasında yer alıyor.
CR-V'nin süspansiyonu konforlu, HR-V virajlarda daha çevik
Uzun yolculuklara daha sık çıkanlar, CR-V'nin yoldaki pürüzlerin büyük kısmını ütüleyen, kendinden emin süspansiyon konforunu daha fazla beğenecektir. Yaklaşık 310 kg daha hafif ve aynı zamanda da daha sıkı süspansiyon ayarlarına sahip olan HR-V, bu yönleriyle daha çevik yol tutuş özellikleri gösteriyor ve sürücüyle daha iyi bir iletişim kuran direksiyon sistemiyle dar ve virajlı karayollarında daha fazla keyif veriyor. Bu çevik karakter şehir dışı kadar kalabalık şehir kullanımında da 1,7 tonluk CR-V'ye göre avantaj sağlıyor.
Honda CR-V – HR-V

Japon kardeşler arasındaki ortak noktaların en büyüğü kullanılan motor oluyor. 120 HP gücündeki 1,6 lt'lik turbo dizel, her iki Honda SUV'unda da keyifli bir kullanım sunan 6 ileri manuel şanzımanla iyi bir işbirliği çıkartıyor. İki araç arasında çok ciddi ağırlık farkı olmasına rağmen otomobillerin sundukları performans değerleri birbirine çok yakın. Maksimum hızlarda HR-V'nin 10 km/s'lik bir avantajı varken, yakıt tüketiminde de ibre 1,7 lt/100 km'lik tasarrufla küçük kardeşten yana. Bu fark HR-V'nin sadece çevreyi değil aynı zamanda tüketicinin cüzdanını da koruduğunu gösteriyor.
Honda SUV'ları arasındaki farklar incelenmeye başlandığında donanımlara göz atmak gerekiyor. CR-V, şerit değiştirme yardımcısı, park yerinden çıkış yardımcısı ve adaptif hız sabitleyici gibi güvenlik donanımlarını CRV'ye saklı tutarken, HR-V'de sınıfı için olumlu bir özellik olarak, otomatik fren sistemi ve çarpışma uyarı sistemini standart olarak sunuyor.
Yazı: Marcel Kühler-Eray Özgür
Honda CR-V – HR-V

Kazanan: KÜÇÜK
SONUÇ:Sempatik ve hesaplı Honda HR-V, başarılı boyut kullanımı ve pratik detaylarıyla kalp çalmayı biliyor. Atak sürüş özellikleri ve tarz sahibi tasarım HR-V'yi gençlerin de radarına sokuyor. Daha fazla alana ihtiyacı olanların veya sık sık uzun yolculuklara çıkanların daha olgun ve aynı zamanda da konforlu olan CR-V'ye yönelmeleri gerekiyor.
Audi Q7, Audi Q5

Güçlü dizel motorlar SUV'lar arasında çok seviliyor. Yepyeni büyük lüks SUV Audi Q7, orta sınıftaki kardeşi Q5'le buluşuyor. Acaba aradaki fiyat farkına değer mi?
Büyüklüğün göreceli olduğunun en somut ispatlarından biri bu karşılaştırma olabilir. Zira 5,05 metre uzunluğundaki ve tartıda 2,2 ton gelen Audi Q7'nin kardeşi Q5'in küçüklüğü tamamen izafi. Daha açık konuşmak gerekirse, küçük rolündeki Q5'in genişlik ve yükseklik farkı birkaç santimetreden öteye geçmiyor ve otomobilin boş ağırlığı da 2 ton sınırında.
Audi Q7, Audi Q5

Ve üstelik motor kaputunun altında da tıpkı büyük kardeş Q7'de olduğu gibi 3,0 lt'lik bir dizel görev yapıyor. Her iki Audi de yerden yüksek yapıları, heybetli karoserleri ve büyük Singleframe ön ızgaralarıyla Q ailesine ait olduğunu belli ediyor. Bununla birlikte büyük kardeş Q7'nin gerilmiş gibi duran yapısının yüksek bir MPV'yi andırdığı da bir gerçek. Q7'ye dışarıdan bakıldığında oluşan bu izlenim otomobilin içinde de devam ediyor: Kabindeki tüm koltuklarda birinci sınıf bir genişlik sunuluyor ve bagaj zemininde gizlenebilen üçüncü koltuk sırası da yetişkinlere uygun.
Audi Q7, Audi Q5

890 litrelik bagaj hacmini koltukları katlayarak neredeyse hafif ticari araçların seviyesi olan 2075 litreye kadar çıkartmak mümkün. Kendi içinde değerlendirildiğinde cömert bir yaşam alanı sunan Q5 buna karşın Q7'yle rekabet edemiyor: Arka koltuk sırasında sırtlık eğim ayarı ve ileri-geri kaydırma opsiyonel de olsa mevcut. Ancak yolculara sunulan yaşam alan Q7'nin bir sınıf altında. Ve kullanışlı bir yapıya sahip olan bagaj da yine kendi içinde yeterli bir hacme sahip olsa da (540-1560 litre) Q7'ye göre birkaç seyahat çantası daha az alıyor.
Audi Q7, Audi Q5

Q7 her detayıyla Q5'e göre daha modern inşa edilmiş bir otomobil
İki kardeş arasındaki yaşam alanlarındaki büyüklük farkından çok daha belirgin. İkinci nesil Q7'nin yollara çıkmasının üzerinden henüz bir yıl bile geçmemiş olduğu; buna karşın Q5'in 2008'den beri üretildiği hemen belli oluyor. Q7'nin son nesil MMI sistemi, Q5'teki kontrol sistemine göre çok daha modern. Hele bir de programlanabilir ve yüksek çözünürlüklü dijital gösterge tablosu da tercih edildiyse. Ancak bu çok gelişmiş yapının sahip olduğu çok kapsamlı özellikler yüzünden kullanım alışkanlık gerektiriyor.
Q5, kabininde kullanılan kaliteli malzemelerle bir üst sınıfta yer alan daha yeni Q7 kadar değerli. Ancak orta konsoldaki nispeten küçük ve düşük çözünürlüklü bilgi ekranı kalite algısını azaltıyor. Eski nesil MMI sistemi de hem menüleri hem de geride kalan ön ayar düğmeleriyle değişim zamanının geldiğini belli ediyor. İki kardeş de 3,0 lt'lik dizel motorları sayesinde yola çıkıldığında kendinden emin performans sunmayı başarıyor.
Audi Q7, Audi Q5

V6 motor Q5'te 258 HP güç ve 580 Nm maksimum tork üreterek SUV'un çekiş gücü eksikliği olmadan hareket etmesini sağlıyor ve etkileyici bir çalışma sesi sunuyor. Aynı motor Q7'de modifiye edilmiş haliyle görev yaparken 14 HP güç ve 20 Nm tork avantajına sahip. Aradaki fark ağırlığı dengelemeye yeterken, kardeşler arasındaki performans ve tüketim farkları kayda alınmayacak kadar küçük. İş şanzımanlara geldiğinde SUV'lar farklı yöntemleri takip ediyor.
Q5'te 7 ileri vitesli çift kavramalı otomatik görev yaparken, büyük kardeşte 8 ileri vitesli tork konvertörlü bir otomatik tercih edilmiş. Q7'nin şanzımanı daha yumuşak ancak bir o kadar da hızlı vites değişimleri gerçekleştiriyor ve yüksek hızlarda motorun daha düşük devir çevrmesini sağlıyor. Q7'deki opsiyonel havalı süspansiyon sistemi otomobilin başka bir konfor dünyasına ait olmasını sağlıyor. Opsiyonel adaptif amortisörlerle donatılan Q5 ise Q7'nin karşısında sarsıntılı ve sert bir sürüşe sahip.
Audi Q7, Audi Q5

Kazanan: BÜYÜK
SONUÇ: Lüks, konforlu ve çok modern; Audi Q7'nin kısaca tanımı bu. Yıllanmış Q5 de hala iyi bir SUV. Ama yaşam alanı, multimedya ve asistan sistemler konusunda geride kalıyor. 2,0 lt'lik benzinli versiyonların Türkiye fiyatları arasındaki yaklaşık 110.000 TL'lik farka değer.
Range Rover Sport – Evoque

Range Rover, Evoque ile birlikte yepyeni bir müşteri kitlesine ulaşmaya başladı. Kompakt Range, ağabeyi Sport'un temel özelliklerini sunabiliyor mu görelim...
Range Rover Sport ve küçük kardeşi Evoque markanın gözdeleri konumunda. İki dinamik SUV sadece satış adetleriyle değil, İngiliz arazi aracı üreticisine yeni ufuklar açmasıyla da önemli bir yere sahip. Range Rover logosunun ağırlığını ve lüksünü daha demokratik bir hale getirerek, markanın daha geniş kitlelere ulaşmasının önünü açan Evoque, tanıtıldığı günden bu yana SUV sınıfının stil ikonlarından biri olmayı sürdürüyor. Bununla birlikte ağabeyi Range Rover Sport ile arasındaki boyut farkı bir yana, benzer bir tarzı 103.000 Euro daha ucuza sunabilmesi de Evoque'u çok ilginç bir konuma taşıyor .
Range Rover Sport – Evoque

Küçük Range de en az ağabeyi kadar fazla İngiliz yaşam tarzını yansıtıyor. İki otomobilin tasarımları arasındaki benzerlikler ikiz algısını oluşturacak kadar fazla ancak boyutlar arasında iki beden fark var. Bu farkı tam anlamıyla hissetmek sadece Evoque ve Sport'a dışarıdan bakıldığında mümkün oluyor. Evoque gövde gösterisi yapmak yerine içsel değerleriyle öne çıkmayı tercih ediyor: Sürücü Evoque'un direksiyonuna geçtiğinde otomobile daha iyi entegre oluyor. Sport'ta herhangi bir sıkışıklıktan bahsetmek elbette mümkün değil. Ancak çok geniş tutulan orta konsol koltukların kapılara doğru yerleştirilmesine neden oluyor ve bu oturma pozisyonu da biraz basık bir his veriyor. İki kardeş arasındaki farklar arka koltuklara geçildiğinde belirgin bir hal almaya başlıyor. Bununla birlikte bir detayı da atlamayalım: Sport'un arka koltukları kesinlikle çok geniş ama otomobilin boyutları dikkate alındığında daha iyisi sunulabilirmiş. Hele ki 50 cm daha kısa olan Evoque'un sahip olduğu yaşam alanı dikkate alındığında. Kompakt Range Rover, dört yolcuyu ve eşyalarını en iyi biçimde konuk edebiliyor.
Range Rover Sport – Evoque

Range Rover Sport ile Evoque arasındaki ağırlık farkı yarım tondan fazla
Örnek işçilik kalitesi iki kardeş arasındaki önemli ortak noktalardan biri. Tıpkı detaylarına kadar benzerlik gösteren kokpit yerleşimi gibi. İngiliz SUV'ları arasındaki farklar sürüşle birlikte daha belirgin hale geliyor. Sport'un 2.395 kilogramlık boş ağırlığı aracın adının hakkını tam anlamıyla vermesine engel oluyor. Hele karşısındaki araç Evoque gibi çevik bir karakterse,
Range Rover Sport için ağırkanlı tanımı bile yapılabilir. Otomobilin havalı süspansiyonunun temel ayarlarının sertlik odaklı olması ve 22 inçlik tekerleklerle yola basması zemindeki pürüzlerin gereksiz bir asabiyet ve sertlikle karşılanmasına neden oluyor. Evoque bu konuda 19 inçlik opsiyonel tekerleklerine karşın daha akıcı tepkiler vermesiyle beğeni topluyor. Range Rover Sport, bakımlı otoyol etaplarında ağırlığını ortaya koyuyor ve hızdaki artışla birlikte daha huzursuz bir hale bürünen kardeşinin karşısında yüksek hızlarda daha fazla güven ve huzur veren uzun yol SUV'una dönüşüyor. Bu karakterde heybetli V6 dizelin de payı büyük.
Range Rover Sport – Evoque

Range Rover Sport, henüz 1500 d/d'de üretilen 700 Nm sayesinde kararlı ve akıcı bir biçimde hızlanıyor. Evoque'un 180 HP'lik 4 silindirli dizeli de canlı tepkileri ve 9 ileri vitesli otomatik şanzımanla olan uyumuyla otomobilin sürüş keyfini destekliyor. Ancak hız yükseldikçe Sport'un V6'sı karşısında şansı kaRange Rover Sport, henüz 1500 d/d'de üretilen 700 Nm sayesinde kararlı ve akıcı bir biçimde hızlanıyor. Evoque'un 180 HP'lik 4 silindirli dizeli de canlı tepkileri ve 9 ileri vitesli otomatik şanzımanla olan uyumuyla otomobilin sürüş keyfini destekliyor. Ancak hız yükseldikçe Sport'un V6'sı karşısında şansı kalmıyor. İki otomobil arasındaki yüksek ağırlık farkı ve Sport'un performans artısı yakıt tüketiminde etkisini gösteriyor: Evoque 100 km'de 8,7 litre yakıtla yetinirken, Sport 9,9 litreye ihtiyaç duyuyor.
Türkiye fiyatlarına bakıldığında iki otomobil arasında dramatik farklar ortaya çıkıyor. En donanımlı Range Rover Evoque ile baz donanımlı Sport arasındaki fiyat farkı 90.000 Euro civarında.
Yazı: Michael Godde - Eray Özgür
Range Rover Sport – Evoque

Kazanan: KÜÇÜK
SONUÇ: Hem büyük Range Rover Sport hem de kompakt Evoque kendilerine has karakterleriyle çekici otomobiller. Bu karşılaştırmadan küçük kardeşin galip çıkmasının esas nedeni, Evoque'un nispeten makul bir fiyat karşılığında şaşırtıcı derecede çok ve gerçek Range Rover hissi sunması.
Hyundai Santa Fe – Tucson

Hyundai, 2015 yılında Tucson'u tanıtarak kompakt SUV sınıfına gerçek bir "kazanan" sunnmuş oldu. Makyajlı Santa Fe, küçük kardeşini yetenek sınavına alıyor.
Hyundai Tucson yaklaşık bir yıldır piyasada ve bu süre zarfında pek çok övgünün de sahibi oldu:
Yüksek kalite seviyesi, keyifli sürüş özellikleri, verimli boyut kullanımı ve kapsamlı güvenlik donanımı otomobilin akla hitap eden artıları arasında yer alırken, şık tasarım da SUV sınıfının önemli bir satın alma argümanı olarak Tucson'da mevcut. Tucson'dan bir boy büyük olan orta sınıf Santa Fe, küçük kardeşinin popülaritesini yakalayamamış olmakla birlikte kısa bir süre önce yapılan makyajla bunun değişmesi amaçlanmış: Daha modern bir hale getirilen SUV'da tasarımdaki yeniliklerin yanında güvenlik, konfor ve değişkenlik özellikleri de iyileştirilmiş.
Hyundai Santa Fe – Tucson

Otomobilin revize edilen yüzünde daha belirgin hale getirilen hatlar dikkat çekerken, aydınlatma gruplarındaki yeni grafikler de yenilik algısını destekliyor. Bunun dışında Hyundai'nin iddiasına göre makyaj öncesine göre daha geniş ve kullanışlı bir yaşam alanı sunan otomobilin bagajında opsiyonel olarak sunulan üçüncü koltuk sırası da gizlenebiliyor. Büyük Santa Fe, doğal olarak daha geniş bir yaşam alanı beklentisi doğuruyor. Ve bu beklentinin karşılığını özellikle arka koltuklarda ve bagaj hacminde tam olarak veriyor.Arka koltuğun üç parçalı olması kullanışlılığı arttırırken, Tucson'un arka koltuğu asimetrik olarak iki parça halinde katlanabiliyor. Ayrıca koltukların bagaj içinden katlanabilmesi de büyük kardeşe has bir özellik. Temassız olarak açılabilen elektrikli bagaj kapağıysa her iki SUV'da da opsiyon listesinde yer alıyor. Yük taşımaktan bahsetmişken: Santa Fe, 100 kg daha fazla römork kapasitesine sahip ve elektronik stabilite programında römork çekmek için özel bir mod var. Kompakt Hyundai ise buna karşılık standart olarak daha dinamik sürüş özellikleri sunabiliyor: Direksiyon sistemi daha bilgilendirici ve belirgin biçimde direkt çalışıyor. Otomobilin frenleri de daha güçlü.
Hyundai Santa Fe – Tucson

Tucson'un yol tutuşu bir hayli çevik ve çok güvenli. Santa Fe ise çizginin hep güvenli tarafında kalmakla birlikte, hızlı sürüşlerde daha fazla tedirginlik yaratıyor. Bunun başlıca nedeni ağır ve yüksek karoserin virajlarda daha fazla sallanması ve direksiyonun düz konuma dönme isteğinin zayıf olması. Bir düğme yardımıyla devreye alınan spor modu, direksiyonun hissizliğini pek de azaltmıyor. Bu düğme teoride direksiyon dışında şanzımanın ve motorun da daha canlı tepkiler sunmasını sağlıyor ancak gerçek hayattaki değişimler sanıldığı kadar belirgin değil. Santa Fe'nin kendisini en iyi hissettiği yer, yumuşak ayarlı yürüyen aksamının faydasını en iyi gösterebildiği uzun mesafe yolculukları oluyor.
Hyundai Santa Fe – Tucson

2,2 lt'lik CRDi daha dengeli çalışıyor ve torku daha dolgun
Santa Fe'deki 2,2 lt'lik dizel motor, Tucson'un 2,0 lt'lik güç ünitesine göre daha az titreşim yayarak çalışıyor. Makyajdan sonra gücü 200 HP'ye ve maksimum torku da 400 Nm'ye çıkan 2,2 lt'lik dizel küçük kardeşinin 2,0 lt'lik motoruna göre daha tok hissettiriyor.Tucson sportif sıkılıkta yürüyen aksam ayarlarına rağmen yoldaki enine yamalarda biraz zıplaması dışında uyumlu bir süspansiyon sistemine sahip. Kompakt SUV sınıfının yenileri arasında yer alan otomobil aynı zamanda da olgun bir karaktere sahip. Karoserin geneline özenli bir işçilik hakim ve gürültü yalıtımı başarılı. Kullanılan malzemeler Santa Fe'den bir tık basit ama kesinlikle yeterince yüksek kalitede. 4,50 metrelik SUV'un sunduğu yaşam alanı gerçek bir şaşkınlık nedeni: Santa Fe'den 20 cm kısa olan kompakt SUV, iki çocuklu ailelere rahatlıkla yetecek bir kabin genişliği ve bagaj hacmi sunuyor.
Yazı: Martin Urbanke - Eray Özgür
Hyundai Santa Fe – Tucson

Kazanan: KÜÇÜK
Sonuç:Hyundai Tucson, bir zamanlar Koreliler için yapılan "ucuz" benzetmesini hakkıyla unutturan bir otomobil: Gelişmiş teknolojiler, çevik sürüş özellikleri ve makul fiyat tarifesi etkileyici. Santa Fe boyut avantajı ve yürüyen aksam ayarlarıyla daha konforlu olan otomobil. Aradaki farksa belirleyici olmaktan uzak.
BMW X3, X1

Yeni BMW X1, büyük ve olgunluk çağını yaşayan kardeşi X3'ü düelloya davet ediyor. Münihli hangi SUV'un daha iyi olduğunu dizel ve 4x4 versiyonların karşılaştırması yanıtlıyor.
BMW bazı model serilerinde önden çekişe geçeceğini açıkladığında markanın meraklıları açıkçası bu durumdan pek de hoşnut olmamıştı. Önce MPV'le 2 Serisi Active ve Gran Tourer yollara çıktı. Şimdi de sırada UKL isimli modüler önden çekiş platformunun kullanıldığı yeni X1 var. Ağabey X3'te ise durum farklı: 2010 yılında yollara çıkan ve geçtiğimiz yıl etkili bir makyajla kırışıklıklarından kurtulan orta sınıf SUV, markanın köklerinin bağlı olduğu arkadan itişli bir platform üzerinde yükseliyor. İki otomobil de heybetli BMW böbrekleri, yuvarlak sis farları ve yerden yüksek yapılarıyla birer X modeli olduğunu açıkça belli ediyor.
BMW X3, X1

Selefiyle karşılaştırıldığında yeni neslinde birkaç santimetre kısalan X1, buna karşın kendinden emin ve dolgun, ve herşeyden öte ağabeyinden modern görünüyor. Bu izlenim iç mekanda da sürüyor. X1'in yaşam alanı orta konsoldan yükselen merkezi ekran ve özenli malzeme seçimiyle Münih'in son moda anlayışını yansıtıyor. Ömrünün ikinci yarısını yaşayan X3 ise kokpite gömülü bilgi ekranı ve yer yer şaşırtıcı derecede vasat işçiliğiyle küçük kardeşinin ışıltısını yakalayamıyor. X1'in karşılaştırmadaki yeni otomobil olması bazı yönleriyle daha modern ve ileri olmasını açıklamak için yeterli olabilir. Ancak sunulan yaşam alanı konusunda bir üst sınıftaki X3'e bu kadar yakın durması gerçekten de şaşırtıcı. Sürücü ve yolcunun dirsek mesafeleri X3'ün biraz gerisinde olsa da ayak ve baş mesafesindeki cömertlik çok başarılı. Her iki BMW SUV'unda da opsiyonel olarak sunulan spor koltukların sağladığı geniş ayar imkanı sayesinde oturma konforu başarılı. X1'de şaşırtıcı olan arka koltukl arda o tu r an - ların da X3'teki genişlik hissini yaşayabilmeleri. Bagaj hacminde büyük kardeş bir adım önde ama aradaki fark bir seyahat çantasından fazlası değil. X1'in boyutlarını daha verimli ve akıllıca kullanmasını sağlayan ana unsur motorların artık uzunlamasına değil de enlemesine yerleştirilmesine olanak sağlayan platform.
BMW X3, X1

Kompakt X1, daha hızlı, daha dinamik ve konforlu
Bir SUV'a en iyi uyum gösterecek şeyler güçlü ancak tutumlu bir dizel motor ve dört tekerlekten çekiş değil midir? İki X kardeşinde de 190 HP güç üreten ve 8 ileri vitesli otomatik şanzımanla işbirliği yapan 2,0 lt'lik dizel motor görev yapıyor. 400 Nm maksimum tork her iki araçta da akıcı bir çekiş sağlarken, 8 ileri vitesli otomatik şanzıman sollama manevralarında nadiren vites düşürmeye ihtiyaç duyuyor. Yaklaşık 200 kg daha hafif olan X1 asfalt üzerinde daha çevik ve 0-100 km/s hızlanmasında da 1 saniye daha iyi. 160 km/s'ye kadar fark neredeyse 5 saniyeye çıkarken, X1 subjektif olarak da daha güçlü. Otomobilin daha hafif olmasının artıları özellikle sürüş dinamiklerinde etkisini gösteriyor: Daha kompakt olan X1 ağabeyinden daha çevik, virajlarda daha hızlı ve daha fazla keyif veren bir sürüş sunuyor. Ancak bu demek değil ki X3 ağırkanlı. Aksine Münihli orta sınıf SUV da virajlarda türünün en dinamik otomobilleri arasında yer alıyor. Opsiyon listesindeki adaptif süspansiyon sistemleri sayesinde farklı beklentilere uyum gösterebilen X1 ve X3 arasında dingil mesafesi 14 cm fazla olan X3 bu sayede daha dengeli bir yaylanma sunuyor. Sunulan performans değerleri de dikkate alındığında 7,0 lt/100 km civarında gerçekleşen ortalama test tüketimleri tamamen kabul edilebilir sınırlar içinde kalıyor.
Yazı: Caspar Winkelmann - Eray Özgür
BMW X3, X1

Kazanan: KÜÇÜK
FAZIT:X5 ve X6'nın altında bir X modeli arayanların taze X1'i incelemeleri gerekiyor. Yeni platformun kazandırdığı alan sayesinde kabin genişliği X3 seviyesinde, otomobilin sürüşü daha dinamik ve konfor da yeterince yüksek. Buna bir de Türkiye'deki baz fiyatlar arasındaki yaklaşık 50.000 TL'lik fark eklenince ibre doğal olarak X1'den yana dönüyor.
Mazda CX-5 – CX-3

Mazda CX-3, küçük SUV'lar arasında tarzı, donanımı ve 4x4 aktarmasıyla farklı bir alternatif. Peki bu sempatik yapı, ağabey CX-5'i geride bırakmak için yeterli mi?
Mazda'nın tasarımcıları ve mühendisleri SUV müşterilerinin beklentilerini anlamak konusunda başarılı insanlar. 4,56 metrelik uzunluğuyla kompakt sınıfın sınıfın üst sınırlarında yer alan CX-5, markanın SUV pazarındaki yerini güçlendirdi ve CX-3 gibi küçük sınıf bir SUV'un da önünü açtı. Makyajla birlikte özellikle iç mekan kalitesi ve multimedya özelliklerinde ilerleme sağlanan otomobilin küçük kardeşi CX-3, 28 cm daha kısa ve 18 cm daha alçak olmasına rağmen ön koltuklarında ağabeyini aratamayan genişlikte bir yaşam alanı sunuyor. İki otomobil arasındaki farklar arka koltğa geçilince daha belirgin bir hale geliyor. CX-3'te oturanlar sadece baş ve omuz mesafesinde değil aynı zamanda diz mesafesinde de tabiz vermek zorunda kalıyorlar. CX-3'te seyahat edenler otomobilin kabinindeki yaşam alanını küçük standartlarında, CX-5'teki yolcularsa orta üst seviyesinde bulabilirler.
Mazda CX-5 – CX-3

Sınıf farkı bagaj bölümünde de kendini gösteriyor
Sınıf farkı sadece yolcular için değil taşınabilecek eşyalar açısından da mevcut. CX-3'ün bagajı 350 litre ve CX-5'inkiyse 503 litre hacminde. Başka türlü söylemek gerekirse, CX-5'in arka koltukları dikken bagaj sığan 90 cm'lik bir bavul eğer CX-3'e yüklenmek istese 30 santimetresi bagajdan dışarı taşardı. Aradaki fark, maksimum bagaj hacimlerinde de kapanmıyor. 1620 litreye 1260 litre ile maksimum kapasite CX-5'ten yana. Yaşam alanı ve bagajdaki genişlik dikkate alındığında CX-5'in daha ideal aile otomobili olduğu aşikar.
Mazda CX-5 – CX-3

Bununla birlikte çok şık ve güçlü görünen CX-3 ise gönüllerin sempati ödüllerinin toplayan bir yakışıklı. Mazda'nın yüksek sıkıştırma oranlı 2,0 lt'lik benzinli atmosferik motoru CX-3'te 150 HP güç üretiyor. SKYACTIV-G 150 olarak adlandırılan motor sabit bir güç üretim karakterine sahip ve 2000 d/d seviyesinin altında bile kasılmadan kendini toparlayabiliyor ve küçük Mazda'ya şaşırtıcı bir ataklık kazandırıyor: 8,7 saniyelik 0-100 km/s hızlanması çok iyi bir değer. 10 HP daha güçlü ancak aynı zamanda da 233 kg dahan ağır olan CX-5 SKYACTIV-G 160, aynı motora sahip olsa da performans konusunda küçük kardeşiyle aşık atamıyor. Motorun akıcılığında bir sorun yok ve kullanımı çok keyifli olan 6 ileri vitesli manuel şanzıman tarafından destekleniyor.
Mazda CX-5 – CX-3

Ancak uzun oranlı altıncı vites CX-5'in yorgun hissetmesine neden oluyor. Yakıt ekonomisi odaklı bu tercihin sonucu olan 8,4 lt/100 km'lik ortalama tüketim başarılı ama CX-3 SKYACTIV-G 150 AWD 7,2 lt/100 km ile çok daha tutumlu.Kısa CX-3, şehiriçinde boyutlarının avantajını kıvraklık olarak kullanıyor ama bu durum virajlarda bir avantaj yaratmıyor. Büyük kardeş CX-5, bu konuda daha dengeli ve olgun bir sürüş sunabilirken geri bildirim konusunda da daha başarılı. CX-5'in süspansiyon sisteminin daha ince tepkiler vermesi sürüş konforunu desteklerken, CX-3 daha sert olmakla birlikte asla konforsuz değil.
Yazı: Jürgen Voigt - Eray Özgür
Mazda CX-5 – CX-3

Kazanan: BÜYÜK
SONUÇ: CX-3, küçük aileler veya çocuksuz sürücüler için daha çevik ve eğlenceli otomobil olarak dikkat çekiyor. Ancak satış fiyatını ikinci plana atıp, daha ciddi, olgun, konforlu ve her işe koşabilecek çok yönlü bir otomobil isteyenlerin doğrusu kompakt Mazda oluyor.
Otomobil dünyasının en güvenilir bilgi kaynağı
Otomobil dünyasındaki tüm önemli gelişmeleri, doğru ve tarafsız şekilde okura ulaştıran otohaber dergisi yılda 12 sayı çıkan tek otomotiv dergisidir. Yıl boyunca çıkardığı birçok ek yayınla otomobil dünyasına dair her konuda okuruna zengin bir içerik sunar. Elektrikli ve hibrit otomobillerden safkan spor otomobillere, klasik ve antika taşıtlardan SUV ve crossoverlara uzanan zengin bir özel yayın çeşitliliği sunan otohaber dergisi ayrıca yıl boyunca gerçekleştirdiği test ve karşılaştırmaları da Test Yıllığı dergisinde bir araya topluyor.