Güvenliğe Mazda Desteği - Haberler Haberleri

Kompakt sınıfın amiral modellerinden bir olan Mazda3 için Mazda, 10'uncu yılını kutlarken aslında bu otomobilin temelleri 50 yıl öncesine dayanıyor. Bu bilgi birikimini Japon üretici, Skyactiv teknolojisi, Ellop özelliği ve Kodo tasarım felsefesiyle buluşturduğu yeni nesil Mazda3 modelinde sergiliyor. Sürüşü gerçekleşen Mazda3 teknolojisiyle de oldukça iddialı bir model. SKYACTIV teknolojisiyle geliştirilen karoser için 300'den fazla malzeme, test edilerek farklı mukavemete sahip çelik parçalar geliştirildi. Yapılan testlerle birlikte Mazda3'teki yüksek dayanımlı çelik oranı yüzde 50'den 60'a yükselirken ultra-yüksek dayanımlı çelik ise Mazda3'te ilk defa kullanıldı. Yüksek dayanımlı çelik sayesinde Mazda3'ün karoseri darbe anında gövdeye gelen enerjiyi kabin etrafına dağıtılarak emiliyor. Bu sayede karoserin burulma rijitliği hatchbackte yüzde 31, sedanda ise yüzde 28 daha yüksek. Ayrıca Mazda3 hatchbackte 0.275, sedan'da ise 0.258 Cd'lik sürtünme katsayısı bulunurken bu rakamlarda sınıfı için iddalı. Aracın salıncakları ve arka süspansiyon kolları yüksek dayanımlı çelikten üretilirken birleştirme tekniği sayesinde hafifliği arttı. Bu karoser özellikleri sayesinde sedan 1196 kg, hatchback 1200 kg boş ağırlığa sahipken ayrı zamanda bu sayede sürüş konforu ve yakıt ekonomisine de katkı sağlıyor. Mazda3'te farklı hacimlerde benzinli ve dizel motorlar görev yapacak. Ancak bu motorlar arasında en yenisi sayılabilecek olan SKYACTIV-G 1.5, 4000 d/d'de 150 Nm tork üretirken 6000 d/d'de 100 HP veya 120 HP güç sunacak. Mazda3'ün diğer teknolojilerinden biri olan i-ACTIVSENSE ise sensörlü bir radar. Aracın etrafını izleyen bu radar, kör nokta uyarı sistemi de dahil olmak üzere, yan şeritte bulunan arkadaki araçların Mazda3'e yaklaştığında yan dikiz aynasında bulunan LED'i aktif hale getirerek sürücüyü uyarıyor. Sürücünün şerit değiştirmek için sinyal vermesi durumunda, LED yanıp söner ve uyarı sesi duyuluyor. Mevcut sistem Mazda3'ün üzerinde de görev yapıyordu ancak çalışma hızı 60 km/s'nin yerine 30 km/s'den başlıyor. Buna ek olarak Şerit Değiştirme Uyarı Sistemi (LDWS) ise, 65 km/s ve daha yüksek hızlarda da yolun şeritlerini izlerken planlanmamış bir şerit değişikliği tespit ettiğinde sesli ve görsel uyarılarla sürücüyü uyarır. Mesafe Tanıma Destek Sistemi (DRSS) ise, 30-200 km/s hız aralığında önde bulunan araçlara olan uzaklığı ve bu araçları yakalama süresini hesaplar ve gösterir.

Yazı: Baturhan Boyacılar

Akıllı Fren Desteği (SBS)

Otonom acil durum fren sistemi olarak görev yapan SBS, yüksek hızlarda da dahil aracın kaza yapma riski azaltıyor. SBS, 140 metreye kadar önündeki araçları izleyerek FOW'un da desteği ile fren sistemini hazırda bekletiyor. Sürücü öndeki araca yaklaştığını anlayınca yani tehlike anında sistem otomatik olarak fren yapıyor. SBS, 15-200 km/s aralığında görev yaparken sürücü isterse bu sistemi devre dışı bırakabilir.

Akıllı Şehir içi Fren Desteği (SCBS)

Düşük hızlarda acil frenleme görevi yapan SCBS ile 4-30 km/s aralığında hızda ilerleyen otomobil, 6 metre uzaklığa kadar yaklaşan araçları kızılötesi sensör yardımıyla tarar. SCBS, SBS gibi yaklaşan ve kaza riski olduğunu anladığında fren sistemini devreye sokarak aracı yavaşlatır. Şehir içi sürüşü için geliştirilen SBCS, düşük hızlar için geliştirilen acil fren sistemidir.

Mazda Radar Hız Kontrol Sistemi (MRCC)

Öndeki araçları izlemek için mikrodalga radar kullanan MRCC, sürücünün önceden belirlediği güvenli takip mesafesini korumak için, otomatik olarak gaz pedalı ve fren pedalı basıncını ayarlıyor. İlk kez Mazda6'da kullanılmaya başlanan ve şimdide Mazda3'te bulunan MRCC, 30-200 km/s hız aralığında çalışıyor ve sistemin değişken trafik koşullarında esnek şekilde ayak uydurabilmesini sağlıyor. Mesela otobanın kalabalıklaşması durumunda, MRCC, önemli ölçüde kısalan izleme mesafelerine kendini otomatik olarak ayarlıyor. Otobandan çıkarken, virajlı bir rampada yavaşlarken ve bir sonraki yolda aşağı doğru hızlanarak bir aracı takip ederken çalışmasını sürdürüyor ve sadece araç hızının 20 km/s'nin altına düşmesi durumunda devre dışı kalıyor.

Radar sensörü tüm koşullarda (gece, aşırı yağmurlu havada veya çok parlak güneşli koşullarda) 140 metreye kadar uzaklıkta olan araçları doğru bir şekilde tespit ediyor. Dolayısıyla, sürücünün dikkatsizliği veya deneyimsizliğinden kaynaklanacak kaza risklerini azaltıyor.