Kendimizi şanslı hissettiğimiz konulardan bir tanesi, markamızın C4 Picasso, C4 Cactus, C-Elysee ve Berlingo gibi her biri kendi segmentinde Türkiye pazarında kabul gören araçlar üretebilme kabiliyetine sahip olması. Gerek yakıt tüketimi gerekse performans anlamında referans gösterilebilecek çok verimli dizel motorlu araçların öncülüğünü yapmaktan memnunuz. Türkiye, Citroen'in dünyada en fazla otomobil sattığı dokuzuncu ülke. Avrupa'da ise altıncı sıradayız. 2010'dan bu yana altı yıldır Bayraktar Grubu, Citroen'in dünyadaki en büyük distribütörü olmayı sürdürüyor.

Citroen 2015'te Türkiye'de 28 bin 270 adet araç sattı. Bunların üçte ikisi binek otomobil, üçte biri ise hafif ticari araçlardan oluştu. Bu yıl model dağılımımızı yine benzer seviyelerde öngörüyoruz. Pazar payımızı ise yüzde 2.8-2.9 civarında hedefliyoruz. Yenilenen C3 modelimiz elimizi güçlendirecek. Markamızın 2010'da gerçekleştirdiğine benzer bir sıçramayı 2017'de tekrar yaşayacağız.

2016'da bizi en çok heyecanlandıran gelişme kasımda lansmanını yapacağımız yeni C3 modelimizin gelişi. Türkiye'de satılan her beş binek otomobilden biri B hatchback segmentinde satılıyor. Citroen markası 2 yıldır bu segmentte iddialı bir konumda değildi. Şimdi, bu segmentte alışkın olduğumuz satış adetlerine tekrar geri dönme hedefimiz bizi çok heyecanlandırıyor. B segmenti çok önemli. Çünkü bu segmenti ilk kez otomobil sahibi olacaklar için markaya giriş kapısı olarak görüyoruz. 2017'de toplam 7 bin adet satmayı hedeflediğimiz yeni C3'ün bir başka özelliği ise Citroen'in C4 Picasso ile başlattığı ve C4 Cactus ile sürdürdüğü yenilikçi çözümleri devam ettiren, daha yüksek satış adetlerine ulaşabilecek bir model olması. Yeni C3'ün tekrardan bulunduğu segmentin referans modellerinden birisi olacağına inanıyorum. Jumpy SpaceTourer modelimizi de 2016 son çeyreğinde getirmeyi planlıyoruz.

Otomobiller, toplumlar içerisinde herkesin hayatına bir şekilde dokunan nesneler. Sadece bir ürün değil, bir toplumun alışkanlarının, sosyoekonomik durumunun göstergesi gibi adeta. Bir televizyon ya da buzdolabı hakkında konuşulabilecek konular sınırlıdır. Ancak, otomobiller hakkında saatlerce konuşmayı severiz. Otomobil kullanmıyor olsak bile onlarla ilgili bir fikrimiz vardır. En azından rengi hakkında bile yorum yapmayı severiz. Etki alanı bu denli geniş olan, bu kadar çok insanın hayatına dokunan bir sektörde çalışmaktan dolayı memnunum.

DS'nin güçlü bir mirası var ve PSA Grubu bu mirası kullanarak yeni bir premium marka oluşturmaya karar verdi. PSA CEO'su Carlos Tavares'in de ifade ettiği gibi premium marka oluşturmak 10 yılları alacak bir süreçtir. Biz şu anda henüz bu sürecin ilk aşamasındayız. Mevcut ve yeni ürünleriyle Fransız lüksünü ve zarafetini ön plana çıkaran DS markamızın başarılı olacağına inanıyorum. Markanın Türkiye'deki ilk satış noktasını 7 Aralık 2015'te Ankara'da açmıştık. Önümüzdeki dönemde İstanbul ve büyük şehirlerimizi de ekleyerek büyümeye devam edeceğiz. Bu yıl dizel motor ve tam otomatik şanzımana sahip DS5 modelimizi satışa sunduk. Yılın ikinci yarısında yeni DS4'ü ve yeni DS4'ün bir versiyonu olan Crossback'i tüketici ile buluşturacağız. Her iki aracı 1.6 Dizel BlueHDi 120 bg ve tam otomatik EAT6 şanzıman ile sunacağız. DS 4 lansmana özel 104 bin 550 TL, DS 4 Crossback ise 110 bin 50 TL'den başlayan fiyatlarla satılıyor.

Türkiye otomotiv pazarı ekonominin büyümesine paralel olarak artık belirli bir seviye yakaladı, bu seviyeyi önümüzdeki yıllarda da sürdüreceğini düşünüyorum. 2015'i 1 milyon adetlik satışla kapayan Türkiye otomotiv pazarı, bu yılın altı aylık döneminde de kurumsal pazardaki yüksek talep nedeniyle geçen yılı aratmayan bir performansa imza attı. Bu yılın temmuz ve ağustos aylarında, mevsimsel etkenlere son yaşanan gelişmelerin de eklenmesiyle pazarda bir miktar yavaşlama yaşanmasını bekliyoruz. Ama, sonrasında pazarın tekrar toparlanıp yılın 900 bin adetler civarında toplam satışla kapanacağını tahmin ediyoruz.

Ufuk Sandık / Sabah