otohaber_logo
Haberler
KTM Dünyasına Bir Bakış
KTM’i pek çokları yeni yeni tanıyor olsa da, Avusturyalı marka 60 yıldır motosiklet dünyasında hem yol hem de yarışlar için üretim yapan, yakın gelecekte de klasmanında pazar liderliği hedefleyen bir vizyona sahip.
KTM Dünyasına Bir Bakış
Motosikletlere ya da Dakar yarışlarına meraklı olanlar, KTM dendiğinde bir fikir yürütebilirler. 2013'te 60'ıncı yaşını kutlayan Avusturyalı marka, ömrünün büyük bir kısmını arazi ve yol yarışları için ürettiği motosikletlerle sürdürürken, özellikle dayanıklılık esaslı yarışlardaki başarılarıyla, macera tutkunlarının her zaman radarında kalmıştı. KTM'e bu yetmemiş olacak ki; marka artık sadece motosiklet değil, otomobil ve scooter alanında da ürünler sunarak hedeflerini büyütüyor.
2012 yılında dünyada en hızlı büyüyen motosiklet markası olan KTM, 1991'de bisiklet, radyatör ve motosiklet ile otomobil olarak üç departmana ayrılıyor. 2001-2013 yılları arasına 12 Dakar Şampiyonluğu sığdıran KTM, 2008'de ilk otomobili X-Bow'u (Kıros-bav diye okunuyor) tanıttı. 2012 yılında tüm dünyada 107.142 adet motosiklet satarak yüzde 32'lik bir büyüme gösteren KTM, 2017'da, yılda 200.000 adetlik satışla, spor motosikletler arasında dünya liderliğini hedefliyor. "Peki bu nasıl olacak?" diye sorduğumuzda, "125 ve 250 cc'lik spor motosikletlerin de aralarında bulunduğu 6 yeni modelin desteğiyle" cevabını alıyoruz! Her ne kadar, nispeten ulaşılabilir motosikletler sayesinde büyüme hedefleniyor olsa da; KTM'i KTM yapan modellerin devamı da gelecek. 1190 Adventure'ı bunun son örneklerinden biri olarak incelemekte fayda var.
KTM'in satış gerçekleştirdiği pazarlar arasında Çin, yüzde 377'lik bir büyümeye imza atarken, Rusya'daki yükseliş oranı yüzde 90. Avrupa, toplam satışların yüzde 60'ını oluştursa da geçen yılki büyümesi, ekonomik krizin etkisiyle sadece yüzde 10'da kaldı. KTM, cirosunun yüzde 6.3'ünü Ar-Ge yatırımlarına ayırıyor. Bu rakam, motosiklet sektörü ortalamasının iki katı olarak açıklanıyor KTM yetkilileri tarafından…
Türkiye'ye baktığımızdaysa; 2012'de 350 adetle, satışlarını 2001'e göre yüzde 84 arttıran KTM, distribütörü Supermoto'dan oldukça memnun. 2013'te 800 adet satış planlayan Supermoto, 2017'ye kadar sırasıyla 1.200, 1.450, 1.700 ve 1.900 adetlik hedeflere sahip.
Bütün bunları görmek için KTM'in Avusturya'nın Salzburg şehri yakınlarında, 100 milyon Euro'luk yatırımla kurulan Mattighofen üretim tesisini ziyaret ettiğimizde, otomobil dünyasından farklı bir dünyanın kapıları aralandı. Üretim tesislerinde her bir hattan günlük 100 adetlik ortalamada üretim gerçekleşiyor. Her hatta 40 kadar işçi çalışıyor. İşçiler 6 ile 8 hafta arasında değişen periyotlarda bölüm değiştirerek, 2 yıllık bir dönemde, bir motosiklet üretiminin tüm safhalarını görmüş oluyorlar. Gençlerin ağılıklı olduğu üretimde, yaklaşık 50 dakikada 1 motosiklet üretiliyor.
Birkan Demir Çalışkan

KTM'in ürün gamında yer almayan scooter tipi iki tekerlekliler yakın zamanda gerçek olacak. Piyasadaki örneklerinden farklı bir tasarımla yollara çıkarılması planlanan scooter modelde, içten yanmalı motorlar kadar elektrikli bir seçeneğin olması da gündemde. 2013 Tokyo Motosiklet Fuarı'nda tanıtılan E-Speed'in 2015'te yollara çıkarılması planlanıyor. KTM ayrıca Freeride-E adında bir de elektrikli cross modeli de tanıtmıştı. Motosikletlerin elektrikli olmasının, özellikle şehir içi ya da kısa menzilli cross ortamlarında fayda sağladığını, çevreyi kirletmediğini belirten KTM yetkilileri, taşınan ağırlığın otomobillere nazaran az olmasının, elektrikli iki tekerlerin, otomobillere göre daha hızlı kabul göreceğini düşünüyorlar.

Karadeniz Adeta Mabet!
Enduro motosiklet tutkunları Avrupa'da artık rahat seyahat edemediklerinden dolayı sıkıntıdalar. Çünkü arazi tipi motosikletleriyle doğa ile iç içe olabilecek yerlere girememekten şikayetçiler. Avrupa'daki doğal ortamlar ya milli park ya da sahipli arazi olduğundan, bu bölgelere giriş için özel izinler gerekiyor. Bu da Enduro tutkunlarının farklı yerler bakmasına neden oluyor. Afrika ya da Güney Amerika gibi yerler Avrupalılar için uzak olduğundan, özellikle Türkiye bir cazibe merkezi oluyor. KTM Yönetim Kurulu Üyesi Hubert Trunkenpolz, Türkiye'de, özellikle Karadeniz'i, Enduro tutkunları için bir mabet gibi gördüklerini belirtirken, genç nüfusumuzun da KTM'in büyüme potansiyeli için umut verici olduğunu dile getirdi.

KTM'nin 125 ve 250 cc'lik Duke modelleri Hindistan'da üretildikten sonra, kalite kontrol için Salzburg'a getiriliyorlar. Buradaki son kontrollerden sonra satışları gerçekleşen modeller sayesinde KTM'in satışları, özellikle 2009'dan sonra dramatik bir yükselişe geçiş sağlıyor. KTM, Hindistan'ın ikinci büyük motosiklet üreticisi Bajaj Auto'ya bu üretimi yaptırıyor.

KTM'in tasarımlarını 1992'den beri gerçekleştiren Kiska'nın kurucusu Gerald Kiska ile, firmanın genel merkezinde görüştük. Günlük hayatında, havanın iyi olması halinde bir X-Bow kullanan Kiska, tasarım ofisini 1990'da kurmuş. KTM haricinde Siemens, Hilti, Braun, adida, Kettler ve Orsam gibi markalar için de tasarım çalışmaları yürüten Kiska, Opel'in RAK-e konsept aracından da sorumlu idi. Gerald Kiska, Audi ile de çeşitli çalışmaları olduğunu ancak bunları ne olduğunu açıklayamayacağını belirtirken, X-Bow'u tasarlarken böceklerden esinlendiklerini belirtti. Kiska, "Böcekler çok ince ama çok dayanıklı uzantılara sahiptirler. Hafiflikleri sayesinde de çok çeviktirler. X-Bow'u tasarlarken bunları gözettik" dedi.

X-Bow'un günlük hayata uygun versiyonu olan GT, bu yılın Cenevre Otomobil Fuarı'nda tanıtılmıştı. Standart versiyondan, gerçek anlamda varolan ön ve yan camlarıyla kendini belli eden X-Bow GT, ayrıca 285 HP'lik bir güç ve 420 Nm'lik bir tork sunuyor. Araçta ayrıca ısıtma sistemi, motor kaputu üstüne eklenebilen bir bagaj kiti ve X-Top isimli bir de tavan sunuluyor. 231 km/s maksimum hız, 4.1 saniyelik 0-100 km/s hızlanması, 8.3 lt/100 km yakıt tüketimi ve 847 kg'lık ağırlık da cabası.

Kariyerimde bir diğer miladı geride bırakmaya hazırlandığımı düşünüyorum. Dünyanın, üzerine en fazla düşünülmüş ve an itibarıyla en popüler, yol kullanımına uygun pist otomobilinin direksiyonu başına geçmek herkesin başına gelebilecek bir durum değil. Almanya'da yaklaşık 70.000 Euro'ya satılan X-Bow ne yazık ki Türkiye'ye ithal edilmiyor. Edilmesi halinde fiyatı 150.000 Euro seviyelerine gelecek çünkü… KTM'in motosikletlerinin distribütörü Spormoto da böyle bir ticarete girmeyi göze almıyor. Nasıl alsın ki? Kapıları, camları, tavanı olmayan, yerden 3 parmak yüksekliğinde karbon-fiber gövdesiyle süper uçuk duran X-Bow, Türkiye yolları için hiç de ideal değil. Ancak bu otomobili her gün kullanmayı düşünmek manasız. Formula 1 otomobillerinden esinlenilerek tasarlanan oturma alanında koltuklar sabit, direksiyon ve pedal grubu ise ayarlanabilir. 5 noktadan bağlantılı emniyet kemerlerini bağlamadıktan sonra yola çıkmaya hazırsınız. Standart versiyonda olmayan (Daha doğrusu ufacık bir siper var ancak rüzgarı kesmesi söz konusu değil) ön ve camlar, kask ya da gözlük kullanmanızı zorunlu kılıyor. Tavsiyemiz kask çünkü yollarda ne denli taş ve böcek ile çarpıştığınızı X-Bow ile yolculuk yaparken deneyimliyorsunuz! Audi'den alınan ve ortada konumlu 2.0 lt'lik turbo beslemeli motor standart olarak 240 HP güç üretirken, 6 ileri manuel şanzımanın kısacık oranlarıyla sürüş keyfi garanti. Çeşitli buton ve pedallara belirli sıralamada basmazsanız X-Bow'u çalıştırmanız söz konusu dahi olamaz. Ama çalıştırdıktan sonra sunduğu zevk muhteşem! ABS, ESP hatta hidrolik direksiyonu unutun. Yol üzerinde sadece X-Bow ve siz varsınız. Direksiyonun tepkileri bıçak gibi. Yol tutuş o kadar iyi ki; çıktığınız hızların algısı kaybolabiliyor. Öte yandan, 60 km/s ile giderken, Porsche Cayman'ın 150 km/s'de sunduğu adrenalini sunuyor. Yan aynaların sunduğu geri görüş çok başarılı. Ön tekerleklerin yola basmasını sağlayan push-rod'lar (yola enlemesine yerleşimli amortisör sistemi) ise adeta görsel bir şölen yaratıyor.

Diğer Haberler

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.