Heybetli tasarımları, güçlü ve gürültülü motorları, konforlarıyla Amerikan otomobilleri 1950'lerde hızlı yükselişlerini sürdürürken çeşitlenen model sayısı da rekabeti hızlandırıyordu. Özellikle Chevrolet, Ford ve İngiliz roadsterlarının hızlı rekabeti yeni bir ivme kazanırken Kaiser'de pazara sunduğu büyük hacimli otomobillerine el olarak sportif bir otomobil geliştirmek için çalışmalarına başladı. Howard Darrin'in tarafından geliştirilen ilk konsept ise uzun boyu ve genişliği ile dönemin Amerikan otomobili ekolüne uygundu ama öpücük atan bir dudağı andıran panjuru ve geriye doğru karoserin içerisine girerek açılan kapıları oldukça ilginçti. Bu radikal araç, Kaiser'in tereddütte kalmasına neden oldu ama üretimi için ikna olmasının ardından Kaiser Darrin, 1954'te yollara çıkmaya başladı. Otomobilin konseptiyle üretim modeli arasında büyük bir değişim yoktu ve fiberden üretilen karoseri sayesinde büyük hacmine rağmen 989 kg boş ağırlığı vardı. Dışı ile içi aynı renk olan bu otomobilde özellikle kumaş tavanın yarım açılma pozisyonu ona bir targa havası katıyordu. Aracın en ilginç bölümü olan sürgülü kapıları karoserin içerisine doğru giriyor ve çıkıyordu. Darrin, geriye doğru karoserin içerisine giren kapı tasarımının patenti almak konusunda Kaiser'e baskı bile yaptı. Özellikle güvenlik konusunda bu radikal tasarım, otomobil için bir dezavantaj olabilirdi ama kuşkusuz ticari araçlar için bir yol göstericiydi. Çünkü bu kapı tasarımı 1960 yılında üretime başlayan Austin 10-12 Van'dan itibaren giderek yaygınlaşacaktı. Darrin'de görev yapan sıra tipi 6 silindirli 2.6 lt'lik motorun silindir başına 2 supabı vardı. Bu supaplar, hareketlerini itici çubuklarla kam milinden alırken parça sayısının az olması için blokta yer alıyorlardı. Bu sistem, o dönemlerde de eskimiş sayılıyordu ve I tipi supap mekanizmalarıyla karşılaştırıldığında düşük motor verimi 7.6:1'lik düşük sıkıştırma oranına yansıyordu. Bunun sonucunda 125 HP güç üreten motoruyla Darrin 154 km/s maksimum hıza ulaşıyordu. Motorla birlikte görev yapan 3 ileri manuel şanzıman, çerçeve tipi şasinin üzerinde yer alıyordu ve bu aracın süspansiyon sistemi ise yaprak yaylı, burulma çubuklu, frenleri ise kampanalıydı. Bu özellikleriyle konforlu bir model olarak görülen Darrin, performans konusunda ise pek iddialı değildi. Bu nedenle yani hantal olduğu için 300 HP gücündeki V8 motorlar görev yapmaya başladı. Bu yeni motorla birlikte dönenim en hız araçları arasına girmeyi başarsa da yine de istenen satış rakamlarına ulaşamadı ve toplamda 435 adet üretildikten sonra bantlara veda etti. Karoseri fiberden üretilen ilk Amerikan otomobillerinden biri olan Darrin, tavan özelliği de dahil tasarımıyla o dönemde Ford veya General Motors için geliştirilen bir model olsaydı sağlanacak mekanik destekle birlikte bugün daha yüksek satış rakamlarına ulaşabilirdi.

Aracın öpücük atan bir dudağı andıran panjuru her zaman sempatik bir model olmasını sağladı.

Dutch Darrin'in tasarladığı bu konsept, 1953 yılında tamamlandı. Kaiser ile Fraizer ortaklığı bitmeseydi, iki markada da üretilecekti.

Ön çamurluğun içine girerek açılan kapı, otomobillerde benzeri az bulunan bir özellikti ve avantajları kadar dezavantajları da vardı.