otohaber_logo
Haberler
Okan Baş-Fiat Marka Direktörü
2009 yılını keskin zirve ve dip noktalarıyla geçiren otomotiv sektörü umutlarını 2010 yılına taşırken, Fiat Marka Direktörü Okan Baş ile Fiat’ın son gözbebeği yeni Doblo’yu ve 2010 yılını konuştuk.
Okan Baş-Fiat Marka Direktörü



2009 yılını Fiat markası olarak nasıl geçirdiniz?


Öncelikle 2009, Türkiye otomotiv endüstrisinin hiç olmadığı kadar çok iniş ve çıkışlarla karşılaştığı bir yıl olarak akıllara kazındı. Bu durumda elbette en büyük rolü ÖTV indirimi oynadı. Bu kadar çok değişkenliğin yaşandığı bir pazarı yönetmek hiç kolay değil. Düşünün bir ay toplam pazar ancak 20.000 seviyelerini görürken, bir sonraki ay üçe katlanarak 60.000'leri deviriyor. Böyle bir ortamda başarı, ancak çeviklik ve adaptasyon hızıyla mümkün. Ve biz Fiat olarak, üretimden satışa, pazarlamadan satış sonrasına kadar bunu başardık. Bildiğiniz gibi 2009'a krizle başladık ve sektörde herkesin bir stok problemi vardı. Ancak biz bu olumsuzluğu yaşamadık. Birinci ÖTV indiriminin açıklandığı 15 Mart tarihinde elimizde stok yoktu. Bu da bir olumsuzluk gibi görünse de, çevikliğimiz sayesinde herkes istediği Fiat markalı aracı istediği zaman alabildi. Zaten Nisan ayında binek ve hafif ticari toplam satışlarında liderliği ele geçirip yılı yine lider olarak kapattık.

2010 yılında Fiat markası için beklentileriniz ve planlarınız nelerdir?

Elbette ilk hedefimiz yerimizi sağlamlaştırıp korumak. 2010 yılına, geçtiğimiz yıl sahip olduğumuz ürün yelpazesine yeni Doblo'yu ekleyerek başlıyoruz. Bu bizim için ve elbette tüketiciler için büyük bir artı. Doblo'nun geçmişine bakarsanız, çok güçlü bir model. 1 milyona yakın üretilip sadece Türkiye'de 200.000 satılmış bir araç. Öyle ki, Doblo yollara çıkmasıyla adeta sınıfına kendi adını vererek, jargona "Doblo gibi araç" tabirini kazandırdı. Birinci neslin başarısı göz önünde tutulduğunda, yeni Doblo'nun sorumluluğunun ne kadar ağır olduğu daha iyi anlaşılıyor. Ancak yeni nesil o kadar çok artıya sahip ki, omuzlarındaki bu ağır sorumluluğun altından başarıyla kalkacak.

Peki yeni Doblo'nun selefi ve sınıfı karşısındaki en büyük artıları nelerdir?


Bir otomobilden beklenen temel unsurlar vardır. Hacim, tasarım, ekonomiklik, performans, konfor ve güvenlik en başta gelir. Yeni Doblo, bu saydığım 6 ana maddede sınıfının en iyisi. Motorlara bakarsak artık baz motorumuz 90 HP gücünde. Tüketim değerlerine bakarsak rakiplerimizin önündeyiz. Yükleme ve taşıma kapasitesine bakarsak rakiplerimizin önündeyiz. Aerodinamik katsayısına bakarsak sınıfının en iyisi ve hatta bazı binek station ve MPV'den daha başarılı. Çok kollu bağımsız arka süspansiyon sistemi sınıfında tek ve bunun dışında bu sistem ancak sayılı birkaç binek modelde bulunuyor.

Yeni Doblo'nun reklam kampanyası da çok renkli ve ses getirdi. Buna nasıl karar verdiniz?


Öncelikle ürünümüzün sloganına bakmalıyız; Geniş Ailelerin Tercihi. Yeni Doblo'da en çok üzerinde durduğumuz kavram, ticari araç özelliklerini kaybetmeden ailelerin de tercih edebileceği bir model yaratmaktı. Yeni Doblo'yu geliştirirken, mevcut Doblo ve rakip model kullanıcılarıyla bir araya gelerek aracı potansiyel müşterilerden aldığımız geri bildirimleri de göz önünde bulundurarak geliştirdik. Örneğin türk kahvesi adını verdiğimiz renk seçeneği ve aksesuar seçenekleri bu geri bildirimlerle şekillendi.

Peki aileleri hedefleyen bir model, mevcut ürün gamındaki aile otomobiliniz Linea'ya zarar verebilir mi?


Doblo ve Linea aileleri hedeflediğimiz modeller olsa da, aile çok geniş bir kavram ve bu yüzden her biri kendi müşteri kitlesini yakalayacaktır.

2010 yılı Fiat için elbette sadece Doblo anlamına gelmiyor. Bizi başka hangi yenilikler bekliyor?


Kesinlikle! Doblo tabi ki sadece Fiat'ın değil, aynı zamanda Türk otomobil endüstrisinin de en önemli modelleri arasında yer alıyor ancak Fiat olarak 2010 yılında tüketiciyi ilgilendiren pek çok önemli yeniliğe imza atıyoruz. İlk olarak küçük sınıf modelimiz Grande Punto'nun selefi Punto Evo'yu satışa sunduk. Entegre TomTom Blue&Me, start-stop sistemi ve yeni nesil multiair motorlar gibi pek çok yeniliği barındıran bu modelimiz de rekabet gücümüzü arttıracak. Bunun dışında kompakt modelimiz Bravo'da Türkiye pazarına yönelik önemli iyileştirmeler yapacağız. Ayrıca yine fikri
mülkiyet hakları Tofaş'a ait olan Fiorino'da da yeni versiyonları piyasaya sunacağız.

Fikri mülkiyet haklarının lafı geçmişken, ilk kez Fiorino'da, şimdi de yeni Doblo'da karşımıza çıkan bu kavramın tam karşılığı nedir?


En basit haliyle telif haklarının Tofaş'a ait olması anlamına gelen bu kavram, Fiorino ve Doblo modellerinin üretiminde son sözü bizim, yani Tofaş'ın söylediğini anlatıyor.

Yeni Doblo'nun Torino'daki uluslar arası basın lansmanında, CNG, yani doğalgazlı versiyonlarının da olacağından bahsedilmişti. Bu konudaki son durum nedir?

Doğalgaz, yada kısa adıyla CNG, son yıllarda Avrupa'nın pek çok ülkesinde alternatif yakıt olarak kullanılıyor. Hükümetler de, çevreci ve ekonomik olan bu yakıtı vergi indirimleriyle destekliyorlar. Bizim gibi doğalgazını peşin satın alan ve tükettiğinden fazlasını ödeyen bir ülke için aslında CNG çok uygun. Çünkü her yıl aslında atıl bir rezervimiz kalıyor. Türkiye'de konut ve işyeri kullanımında yaygın olan doğalgaz, ne yazık ki taşıtlarda kullanılabilecek kadar yeterli bir istasyon ağına sahip değil. Yeterli bir altyapının hazırlanması durumunda, zaten Avrupa pazarı için CNG'li modeller ürettiğimiz için uygun şartlar oluşursa, bu modelleri Türkiye'de de pazara sunmamamız için hiçbir engel yok.

Yazı: Eray Özgür

Diğer Haberler

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.