Otomobillerin git gide birbirine benzemesi sıkıcı bir hal almaya başladı. Ancak bazı üreticiler bunu kırmak için cesur adımlar atıyor. DS de bunlardan biri. PSA Grubu'nun lüks ve Premium üreticisi konumundaki DS, mevcut ürün gamını yerden yüksek modeller üzerine kurmuş durumda. DS 7 Crossback ile orta sınıf SUV'lar arasında rekabet eden marka, DS 3 Crossback ile de küçük sınıfa yöneliyor. 4118 mm uzunluğundaki otomobil, Mini Countryman, Audi Q2 ve Jeep Renagade gibi modellerle aynı sularda yüzüyor. Ancak tarzı bambaşka. Otomobilin farlarından kapı kollarına, gösterge tablosundan havalandırma ızgaralarına kadar neredeyse her detayında tasarımına kafa yorulmuş. Görsel olarak çarpıcı bir sorun ortaya çıkmış. Bununla birlikte bu görselliğin her zaman pratik olduğunu söylemek güç. Arka kapıdaki karoser dalgası görüşü kısıtlıyor, orta konsoldaki ses kontrol kumandası kullanışlı değil, sürücü tarafındaki elektrikli cam açma düğmesini elektrikli park freni kumandasıyla karıştırmak mümkün. Bunlar elbette bir süre sonra alışılan ve uyum sağlanan özellikler.
Yerden yüksek yapı şehir içinde trafiğe hakim olmayı, kaldırımlara rahat yanaşmayı sağlıyor. Bununla birlikte görüş açıları arka tarafa doğru kötüleşiyor. Bunun telafisi olaraksa kuş bakışı çevre görüşü sunuluyor. Sürüş özellikleri kıvrak bir otomobille karşı karşıya olmanızı sağlıyor. Ancak bunun anlamı DS 3 Crossback'in sürüş dinamizmini ön planda tuttuğu anlamına gelmiyor. Otomobilin verdiği his hafif ve kıvrak olduğu yönünde. Bununla birlikte gövde salınımları ve yaylanma konforun daha fazla önemsendiğini gösteriyor. Aynı şekilde direksiyon sistemi de hafif ve geri bildirim konusunda sınıfının en iyisi değil.
Ulaşılabilirlik konusunda DS markasının en uygunu olan DS 3 Crossback, ucuz bir otomobil değil. Ancak sunduğu donanım, kabin içi kalitesi ve tarzı onu değerli kılıyor.